29 Ağustos 2012 Çarşamba

Cipslerdeki gizli tehlike: "Monosodyum glutamat"

cipsin zararları
Doritos Cips

Cipslerin zararları hep dile getirilir de lezzetinin oluşturduğu bağımlılıktan olsa gerek özellikle çocukları vazgeçirmek neredeyse imkansızdır. Okul kantinlerinde satılması da çocukların bu bağımlığa kolay ulaşmalarını sağlıyor. Peki bu bağımlılığı sağlayan nedir düşündünüz mü? Bu madde kısaca MSG olarak da bilinen monosodyum glutamat, glutamik asidin anyonik formu olan ve glutamat denilen bir tuzdur. Glutamik asit, proteinleri oluşturan 20 amino asitten elzem olmayan bir aminoasittir. E-621  olarak sınıflandırılmış bu madde, gıdalarda aroma arttırıcı olarak kullanılır. Gıdaların orijinal tadını arttırarak daha lezzetli hâle getiren bu madde, uzakdoğu mutfağında yoğun olarak kullanıldığından Çin tuzu olarak da adlandırılmaktadır. Bu aroma artıcı madde hakkında yapılmış ciddi araştırmalar mevcut. Bu araştırmaların önemli bir bölümü MSG'nin obezite, sinir sistemi tahribatı, alzaymır, epilepsi (sara) parkinson gibi ciddi rahatsızlıkların insan vücudunda ortaya çıkmasına neden olabileceğini ortaya koyuyor.


Glutamik asit tuzu kristalleri; deniz kabukluları (özellikle istiridye), parmesan peyniri, domates, mantar, kelp yosunu gibi tabiatta çoğu besinde belli miktarlarda doğal halde bulunur. İlk zamanlar tahıl gluteninden elde edilirken artık bakteri fermentasyonuyla imâl edilmektedir.


MSG'nin etkileri üzerinde farklı görüşler bulunmaktadır. Kimi araştırmacılar bu maddeye daha ihtiyatlı yaklaşırken, kimileri "bazı rahatsızlıkları tetikleyici" olduğunu, diğer bazı araştırmacılar da bu etkileri farklı maddelere bağlayarak MSG'nin insan vücuduna zararlı bir etkisi olmadığını ifade etmektedirler.

Bu katkı maddesi alındıktan sonra beyin aşırı duyarlı hâle gelmekte ve daha az baharat tadını daha çok gibi hissetmektedir. Bu madde üzerinde yapılan nörokimyasal çalışmalar sonucunda MSG, düşük seviyeli bir nörotoksin olarak tanımlanmıştır. Yapılan klinik çalışmalarda ödem, alerjik bünyeli insanlar dışında olumsuz bir etkisi bulunmamıştır.

Ancak, aşağıda belirtilen zararları olduğuna dair görüşler mevcuttur:


  • Sinir hücrelerine zarar veriyor.
  • Merkezi sinir sistemi tahribatı ve buna bağlı olarak Alzaymır, Parkinson, Huntington hastalığı, epilepsi (sara), retinal dejenerasyon (gözde retina tabakası hasarı), yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk.

Çin'li, ABD'li ve diğer bazı araştırmacılarca MSG kullanan insan ve fare deneklerinde diyet ve spor kısıtlamalarına karşın 3 kat daha fazla obezite görülmüştür. Büyüme hormonu baskılanması, pankreas hasarı, insülinde artış ve buna bağlı diyabet, böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar.

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) serbest glutamat içeren besinlerin üzerindeki etiketlerde "MSG yok" veya "MSG Ekli Değildir" gibi ifadelerin yer aldığı etiketler bulundurulmasını yasaklamış, 1993'de eser miktarda glutamat içeren besinlerin üzerine "Glutamat içerir" ibaresinin konulmasını önermiştir.

28 Ağustos 2012 Salı

Şifresini kaptıran sonucuna katlanır


Yargıtay kart şifresini kaptıranlara 'Gizliliğini koruyamıyorsan kusur sendedir' dedi.

Samsun'da bir vatandaş, bir internet sitesine kart bilgilerini girdi. Şifreler korsanlarca ele geçirildi. Olay üzerine dava açan vatandaş, zarardan bankayı sorumlu tuttu. Yargıtay ise 'Gizliliğini korumak senin görevin' kararı verdi.


Akşam Gazetesi'nden Aslı Işık'ın haberine göre; yargıtay, kredi kartı şifresi ve bilgilerinin kötü niyetli üçüncü şahıslar tarafından öğrenilmesinden doğan zararlarda, sorumluluk kriterlerini belirledi. Kart bilgilerinin gizliliğini kendi kusurundan kaynaklanan sebeplerle koruyamayan tüketici, ortaya çıkan zarardan asli sorumlu olacak. Ancak Yargıtay, kart dolandırıcılığı olaylarında bankalara düşen yükümlülüklere de dikkat çekti ve bunların yerine getirilmemesi halinde, zarardan bankaların da sorumlu olacağına karar verdi. Yargıtay 13'üncü Hukuk Dairesi'nin kararına konu olay 2009 yılında Samsun'da yaşandı.



Arama motorundan rastgele ulaştığı bir internet sitesine kredi kart bilgilerini veren tüketicinin şifresi, kötü niyetli üçüncü şahıslar tarafından öğrenildi. Tüketicinin kusurundan kaynaklanan bu durumdan faydalanan dolandırıcılar, internet üzerinden kart bilgilerini kullanarak, her seferinde 150 lira olmak üzere dört ayrı işlemde toplam 600 liralık alışveriş yaptılar. İnternetten gerçekleştirilen belgesiz alışverişi fark eden banka, dolandırıcılık olasılığına karşı kredi kartını bloke etti, ancak bu gelişmeyi kart sahibine bildirmedi. Kartın bloke edildiğini anlayan dolandırıcılar ise kendilerini kart sahibi olarak tanıtıp bankanın müşteri hizmetleri servisiyle bağlantıya geçip blokenin kaldırılmasını sağladılar. Ardından da, yine internet üzerinden belgesiz işlemle bin 600 liralık alışveriş daha gerçekleştirdiler.

NİYE HABER VERMEDİN?

Bu gelişme üzerine banka, kart sahibine telefonla ulaşarak internet üzerinden yapılan işlemlerle ilgili bilgi verdi. Toplam 2 bin 200 lira dolandırıldığını anlayan kart sahibi, internet üzerinden yapılan belgesiz alışverişlerin ve kartın bloke işleminin kendisine bildirilmemesi nedeniyle doğan zarardan bankayı sorumlu tutarak dava açtı. Davaya bakan yerel mahkeme, 'kredi kartı sahiplerinin, kimlik bilgisi, kod numarası ve şifre gibi gizlilik gerektiren bilgileri korumakla yükümlü oldukları' gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.

Banka da sorumlu

Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 13'üncü Hukuk Dairesi kart bilgilerinin gizliliğini koruyamayan tüketicinin asli kusurunun yanı sıra, bankanın da kusuru oranında sorumlu tutulmasına karar verdi. Yargıtay'ın gerekçeli kararında, internet veya diğer iletişim araçlarıyla yapılan belgesiz alışverişlerin ve bu işlemler nedeniyle kredi kartının bloke edilmesi durumunun, kart sahibine zamanında haber verilmemesi, dolandırıcılık olayında bankanın kusuru olarak açıklandı.

KGS'nin yerine HGS geliyor

İstanbul başta olmak üzere otoyol ve köprü geçişlerinde trafiğin akışını yavaşlatan Kartlı Geçiş Sistemi (KGS) tamamen bitecek. KGS’nin yerine ise Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) gelecek.


Otoyol ve köprü geçişlerinde nakit geçişlerden sonra şimdi de Kartlı Geçiş Sistemi (KGS) devri kapanıyor.

8 milyon KGS kartının yerini Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) kartları alacak.



Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre, PTT ve Karayolları Genel Müdürlüğü işbirliğiyle hazırlanan yeni sistemi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tanıtacak.


HGS, vatandaşın fiyatının yüksek olması nedeniyle fazla ilgi göstermediği Otomatik Geçiş Sistemine (OGS) de rakip olacak.

ETİKETLER 5 LİRAYA SATILACAK 
5 banka tarafından 40 ila 60 liraya satılan OGS’nin yerini 5 liraya satılan etiketler alacak. Cihazın içinde bir çip olacak ve çipe sürücü ve araç bilgileri yüklenecek.

PTT şubelerinden alınabilecek olan HGS’ler yine PTT şubeleri başta olmak üzere benzin istasyonları, marketler hatta bakkallar da bile doldurulabilecek.

İlk olarak İzmir’i Aydın ve Çeşme’ye bağlayan otoyollarda test edilen sistemde, 5 liraya alınacak etiketleri arabaların ön camına yapıştırmak yeterli olacak. Kartlar, gişe geçişleri sırasında aracı algılayarak, ücret tahsil edilecek.

Karayollarındaki 600 civarındaki KGS gişeleri HGS'ye dönüşecek.

Mevcut OGS gişelerine de HGS etiketlerinin okunabileceği ekipmanlar yerleştirilecek. Türkiye'de yaklaşık 2 milyon 800 bin OGS, 8 milyon da KGS kullanıcısı bulunuyor.

İştah artıran 12 altın öneri

Çocuklarda iştahsızlık, her 2 anneden birinin yakındığı önemli sorunlardan biri. Genellikle 8-9. aydan okul çağına kadar süren bu problemi ise ancak çocuğunuza doğru yaklaşımda bulunarak çözebilirsiniz!


Çocuklarda iştahsızlık problemi, her iki anneden birinin kabusu oluyor. İştahsızlık bazı durumlarda kansızlık, reflü ve bağırsak enfeksiyonu gibi sağlık sorunlarından kaynaklanabiliyor. Ancak iştahsızlığın ardında bir hastalık yatmıyorsa, düzenli takiplerini yapan hekiminiz kilo-boy-baş çevresi gelişiminin yaşına uygun seyrettiğini söylüyorsa, çocuğunuz ihtiyacı kadar besini alıyor demektir. Siz yine de iştahsızlık sorunundan yakınıyorsanız, uzmanların önerilerini uygulayarak çözüm bulabilirsiniz.
Acıbadem Bodrum Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuna Gül Han, çocukların iştahını açmanın püf noktalarını sıraladı.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuna Gül Han, çocuklarda iştahsızlık sorunu ile baş etmenin yollarını şöyle sıralıyor:

1. "BU TABAKTAKİLERİN HEPSİ BİTECEK!" DEMEYİN

Hemen her anne bu cümleyi çocuklarına bir kez olsun söylemiştir. Peki ama tabaktaki yemeğin miktarı çocuğunuz için uygun mu? Mide kapasitesi erişkinde 1500 ml kadar oluyor. Oysa mide kapasitesi yenidoğan bir bebekte 30 ml iken bu rakam ergenliğe doğru ancak 1000 ml civarına ulaşıyor. Çocuğunuzun mide kapasitesini en kolay, bir öğünde yemesini ve içmesini istediğiniz gıdaların hepsini küçük bir poşete koyarak anlarsınız. Sizce çocuğunuzun midesi bu kadar büyük mü? Çocuğunuzun tabağına sadece yiyebileceği kadar yemek koymaya özen gösterin.

2. EK GIDAYA SEBZE İLE BAŞLAYIN

Ek gıda dönemi aslında bebeğinizin bundan sonraki sağlıklı beslenme alışkanlıklarının oturacağı bir süreç. Dolayısıyla ek gıda verirken bebeğinizin ilk tanışacağı gıdalar sebze grubundan olursa damak tadı buna uygun gelişecektir.

3. BEBEKLİKTEN ÇOCUKLUĞA GEÇMESİNE İZİN VERİN

Ne zaman ne yiyeceğine, ne giyeceğine, ne oynayacağına karar verdiğiniz bebeğiniz artık yok. Karşınızda kendi kararlarını veren, kendi isteklerinin ve sevmediklerinin farkında olan ve tabii ki buna göre yaşamak isteyen bir “çocuk” var. Sınırlarını yine sizin belirlediğiniz bir dünyada kendi kuralları ile var olmak isteyen bir çocuk. Ağzına kaşığı eskisi kadar kolay sokamamanız da çok doğal bu durumda. Bu yüzden elinizde kaşık veya çatal ile peşinde koşmayın, bırakın kendisi kendi ihtiyacı kadar yesin.

4. İŞLER DÜZENE  GİRENE KADAR ARA ÖĞÜNLERİ KALDIRIN

Abur cubur ve hazır meyve sularının tüketimi kan şekerinde ani değişiklikler yaparak öğün öncesinde iştahı kapatıyor. Zaten küçük olan mide hacmi ara öğün ile dolmuş olan çocuğunuzdan ana öğünlerde performans beklemeyin. Bu yüzden yemek aralarında çocuğunuza “Zaten yemeğini de yemedi, aç kalmasın” mantığı ile yiyecek bir şeyler vermeyin.

5. GÜNLÜK PROGRAMIMIZ BELLİ OLSUN

Genellikle bebekliğinden itibaren uyku saatleri düzenli olan çocukların yemek saatleri de otomatik olarak düzene giriyor. Saatleriniz belirli olursa çocuğunuzun vücut ritmi de bu programa uyum sağlayacak. Bunun sonucunda çocuğunuz yemek saatlerinde acıkmaya, uyku saatlerinde de esnemeye başlayacaktır.

6. GECE ÖĞÜNLERİNE SON VERİN

Yaklaşık 9.aydan sonra gece beslenme ihtiyacı ortadan kalkıyor. Bu aylardan sonra bebeğinize vereceğiniz gece öğünleri reflü, orta kulak iltihabı ve diş çürükleri gibi riskleri beraberinde getiriyor. Üstelik çocuğunuz karnı tok olduğu için sabah kahvaltısına da isteksiz başlayacaktır.

7. TEMEL REİS OLMAYIN
Siz ıspanağı ağzınıza sürmezken çocuğunuza Temel Reis olmayın. Çocuklar dünyayı anne-babalarının yüzleri ile tanırlar. Siz karnabahar tadını alınca yüzünüzü buruşturuyorsanız, çocuğunuz da bu besini tükürecektir.

8. SOFRADAN "TECRİT" ETMEYİN

Her çocuğun, ne kadar döküp saçarak da yese,  sosyal iletişiminin artması ve sofra adabını öğrenmesi için aileyle aynı sofraya oturması gerekiyor. Çocuğunuz, ailenin bir arada olduğu sofrada oturmalı. Bunun yerine tek başına mama sandalyesinde oturur ve karşısında onu yedirmek için uğraşan bir kişi ile karşılaşırsa, yemek yemeye doğal bir şey gözüyle bakmayacaktır.

9. KÖFTELERE SEBZE KATIN
Çocuğunuz sebze yemekten kaçınıyorsa, sevdiği yemeklere, örneğin çorbalara veya köftelere rendelediğiniz sebzeleri ekleyebilirsiniz. Yapabileceğiniz bir başka şey de havuç ya da salatalık gibi sebzeleri çiğ olarak çubuk şeklinde hazırlamak. Bu tarz bir sunum çocuğunuzun hoşuna gidebilir. Yemek tabaklarındaki yiyeceklerden suratlar, trenler yapmak da çocuğunuzun hoşuna gidecektir. Ayrıca siz de evde bolca sebze tüketerek ona örnek olmalısınız.

10. ET SEVMİYORSA YUMURTA YEDİRİN

Et yemeyi sevmiyorsa dolmanın içine kıyma ekleyebilirsiniz. Eğer sadece kırmızı eti reddediyorsa, tavuk veya balık yedirebilirsiniz. Makarnanın üzerine kıymalı sos yapmak veya çok sık olmamak şartıyla kıymalı börek yedirmek de bir alternatif olabilir. Çocuğunuz ısrarla etten kaçınıyorsa yumurta sarısı, yoğurt, süt veya peynir de protein yerine geçecektir.

11. CEZA VEYA MADDİ ÖDÜL VERMEYİN

Yemek yemek istemiyorsa, ısrar etmeyin. Ancak yemeğini istekle, özellikle de kendisi yemişse, haftalık öğün tablosu yapıp, o öğün için bir gülen yüz etiketi yapıştırmasını sağlamanız onu motive edecektir.

12. ISRAR ETMEYİN ANCAK ALTERNATİF DE YARATMAYIN

Çocuğunuz yemeğini bitirmemeyi tercih etmiş olabilir. Bu durumda ısrar etmeyin, ancak ara öğünde de bir şey vermeyin. O zaman çocuğunuz bir sonraki öğünü beklemesi gerektiğini öğrenecektir. Ancak aklınızda bulunsun, bu düzenin oturması vakit alabilir.

Kaynak: Hürriyet

SunExpress personeli şikayeti


17/08/2012 22.35 İstanbul (saw) İzmir seferini yapacak XQ 9265 sefer sayılı Sun Express havayolları uçağına binmek üzere havaalanına geldiğimde görevlinin yönlendirmesi ile girmiş olduğum sırada yaklaşık havaalanına 1 saat önce gelmeme rağmen 35 dakika bekledim. Kalabalık nedeniyle sıra bana geldiğinde "yanlışlık olduğu ve yanlış sırada olduğum için doğru sıraya hemen gidersem uçak için check-in yapılabileceğini" söyleyen personeli dinledim ve koşarak personelin söylediği sıraya girdim. Bu sıraya girdiğimde önümde kimse yoktu ve bir erkek görevli saatin geçtiğini, uçağın kalkmasına 30 dakika olduğu için son check-in saatinin dolduğunu ve uçağa alınamayacağımı söylediler. Çevremde bu şekilde 9 kişi vardı ve kendisine yanlış yönlendirme sonucu yanlış sırada olduğumu belirtmem üzerine, "o benim sorunum değil, doğru sıraya girseymişsiniz" şeklinde bir uyarı aldım. Yetkili bayanla görüşmemde de aynı şekilde umursamaz tavırlar vardı, "benim sorunum değil, o sizin sorununuz" dendi ve ilgili kişiye inanın adeta yalvardık.


Ben tatil amaçlı değil, hastalık için gittiğimi anlattım. Fakat uçağa göz göre göre alınmadık. Verdiğim ücret 191,99 TL idi ve "gidin ek seferden 01.15 için bilet alın" diye yönlendirildik. Bizimle bu kadar ilgisiz olmaları üstüne 259 TL vererek tekrar yeni bilet verildi. Çevrede o bayan dışında hiç bir yetkili yoktu. Üstüne üstlük ilgili bayan "gidin polise şikayet edin" dedi. 1000 TL maaş alıyorum ve bileti mecburen aldım. Bayanın yanına daha sonra gidip konuşmaya çalıştığımda, kaçmaya çalıştı. İsmini vermek istemedi yaka kartından Selin ASA isimli kişi olduğunu gördüm. Diğer bayan da "ben o saatte görevli değildim, ben geçici burdaydım" dedi. Ben de banka çalışanıyım. Müşteri memnuniyeti ne demek çok iyi biliyorum. Fazladan verdiğim para ve gördüğüm muamele cabası. Sonrasında bu kişi geldi, benim ismimi aldı. "Ne oldu, uçağa mı almayacaksınız?" dediğim. "Öyle bir yetkimiz olsa evet ama ne yazık ki yok" dedi. Ben bu kişiden ve SunExpress'in ek seferini doldurma çabası için yaptığı bu terbiyesizliğin peşini bırakmayacağım.

Benden alınan ücret haksızlıktı ve personelin aşağılamalarına, dalga geçmelerine bile maruz kaldım. Orada İzmir uçağına 9 kişi binemedi. Samsun uçağına da binemeyen 2 kişi vardı. Bayramda yapılmaması gereken bir terbiyesizlikti. Ben hastam olduğu için gitmek zorundaydım ve hastam bayramda vefat etti. Bunun vebalini acaba o personel taşıyabilecek miydi, yetişemeseydim ben? SunExpess'in benden haksız bir şekilde aldığı 259 TL'nin geri iadesini istiyorum. İade etmeyecek olurlarsa tüketici mahkemesine başvuracağım.

Not:
Personelin dalga geçer gibi bizim uçağa alınmamamız karşısındaki tavrından, gidin polise şikayet edin demesinden ve çevresindeki personelin de aynı tavırla doğru sıraya girseydniz bizim sorunumuz değil deyişinden de şikayetçiyim. Ben bankacıyım ve bu yaşadığım olayı her müşterimle paylaşacağım. Ayrıca ilgili personel benim adımı aldı, gelen şikayet olunca hatırlamak içinmiş. Ben "ama uçağa almayacak mısınız?" dediğimde "öyle bir yetkimiz olsa yapardım ama yok" diye cevap verildi bana. Böyle personel ile böyle mantıkla bir yere gidemez SunExpress. Belki ben bir müşteriyim ama kötü reklam gibisi yoktur.

Fatma Yaprak Ö.



Şikayetinizi aşağıdaki bağlantıdan yapabilirsiniz.

SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİLGİ EDİNME BİRİMİ

http://web.shgm.gov.tr/sektorel.php?page=bilgiEdinme

İlgili Bağlantılar:
SunExpress rötar şikayeti
SunExpress'ten 24 saatlik rötar
SunExpress Şikayeti




27 Ağustos 2012 Pazartesi

Bankaların hayat sigortası oyunu

Deli Dumrul ücretleriyle kasasını dolduran, yargı kararlarına rağmen masrafları geri ödemeyen bankaların bir uyanıklığı daha ortaya çıktı. Bankalar, zorla hayat sigortası yaptıkları müşterisinin geri ödenmesi gereken primlerini de iade etmiyor.


Müşterilerden 31 kalemde aldığı 'deli dumrul ücretleri'nin yanı sıra yargı kararlarına rağmen masrafları geri ödemeyen bankaların kredi alırken yapılan zorunlu hayat sigortasında uyanıklık yaptığı belirlendi.

Buna göre, bankalar kredi borcunu erken kapatan müşterisinin sigorta primlerini geri ödemiyor.

Ayrıca bankalar örneğin 24 aylık kredi alan müşteriye 36 aylık hayat sigortası yaparak buradan sağlanan fazla primlerle kasasını dolduruyor.



Hukuka aykırı

Tüketiciler Birliği Onur Kurulu Başkanı Aydın Ağaoğlu, bankaların kredi hizmeti sunarken yanında hayat sigortası satılmasının hukuka aykırı olduğunu vurguladı.

Tüketici Kanunu’nun 5’inci maddesinin bankaların mal ya da hizmet satışı esnasında diğer bir malın ya da hizmetin satışının zorunlu kılınmasını yasakladığını aktaran Ağaoğlu şunları söyledi:

“Bankalar tüketicilere kredi hizmeti sunarken, bunun yanında hayat sigortası hizmetinin de kendilerinden satın alınmasını isteyemez.

Bu hukuka uygun değil. Ama bankalar bunu zorunlu kılıyor ve ‘benden alacaksın’ diyor. Bankaların büyük çoğunluğunun sigorta acentesi var.

Bu tür durumlarda müşteriler bankaları sanayi il müdürlüğüne şikayet ederse tüketici kanununun 25’inci maddesinde belirtilen idari para cezasına muhatap olacakları kesindir” dedi.

PARASINI GERi ALAN YÜZDE 5’i GEÇMiYOR

Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Bülent Deniz de bankaların hayat sigortasında yaptığı vurgunu eleştirdi. Hayat sigortasının yıllık olarak yapıldığını ifade eden Deniz şöyle devam etti: “Bu durumda siz 6, 18, 30 ay ödemeli kredi çekseniz de sigortanız 12, 24, 36 aylık oluyor.

Örneğin; 24 ay ödemeli kredi çektiniz. Kredi süresi kadar değil, 36 aylık sigorta yaptırabiliyorsunuz.

Krediniz bittikten sonra kalan 11 aylık hayat sigortasını boşuna yaptırmış oluyorsunuz. Ancak banka bu noktada müşteriyi uyarmıyor.

Para bankada kalıyor.” Pek çok tüketicinin bu durumu bilmediğini belirten Deniz, bankanın da uyarmadığı için müşterinin parayı alamadığını kaydetti.

Deniz, kredi borcunu erken kapatanların da hem faiz indirimden yararlanabildiğine hem de geri kalan günlerdeki hayat sigortası primlerini geri alabildiğine dikkat çekti.

Kimse bu durumu bilmiyor

Bülent Deniz, ortalama olarak 200 liranın kesildiği hayat sigortası ücretlerinin geri alınabileceğini vatandaşın bilmediğini dile getirdi.

Deniz, “Milyonlarca insan kredi çekiyor ancak bu artan primleri alan müşteri oranı yüzde 5’ten bile daha az. Hal böyle olunca bankaların ekmeğine yağ sürülüyor” değerlendirmesinde bulundu.

PARALAR NASIL ALINACAK

Hayat sigortasında artan primlerin alınmak istendiğine dair ilgili bankaya dilekçe yazılacak.

Bankadan olumsuz yanıt gelmesi halinde aynı dilekçe ilçe kaymakamlıklarındaki hakem heyetine sunulacak. Gerekçeli karar en geç üç ay içerisinde tüketiciye bildirilecek.

Turkcell geri adım attı

Daha önce "Turkcell şikayeti" başlığıyla yaptığımız haber ve BTK'ya yani Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na yapılan şikayet sonuç verdi.  Turkcell'in 20 Temmuz 2012 tarihinde "Her Yöne Minik Paket" ücretine zam yapması sonucu, zam yapılacağından habersiz numara taşıyan müşteriler mağdur olmuştu. Bu mağduriyet haklı olarak bir şikayet nedeniydi. Çünkü ayıplı bir hizmet söz konusuydu. Reklamlarda aylık 21 TL olarak ilan edilen ücret 26 TL yapılmıştı. Haklı mücadelemiz sonunda benzer sıkıntıyı yaşayan yani 18.07.2012, 19.07.2012, 20.07.2012 ve 21.07.2012 tarihlerinde "Minik Paket" yıllık abonelik sözleşmesi ile numara taşıma yapan tüm abonelerin aylık paket ücretleri 21 TL üzerinden hesaplanacak. BTK tarafından şikayetimize istinaden gönderilen cevap mailini paylaşıyoruz.


Sayın Y.,
26694 numaralı  tüketici şikayetinize istinaden işletmeciden konu ile ilgili gönderilen detaylı açıklamalar ;

“BTK’ya yapmış olduğunuz başvuruda, 16.07.2012 tarihinde numaranızı Şirketimize taşıma başvurusu yaparak 12 ay taahhütlü aylık 21-TL olan mini paket’e üye olduğunuzu, 20.07.2012 tarihinde hattınızın Şirketimize taşındığını; ancak mini tarife aylık paket üctretinin 26-TL olduğunu belirterek, aylık 21-TL olarak ücretlendirilmeyi talep etmektesiniz.
Tarafınızca yaşanan olumsuz durumun tarafınızca ve sizinle aynı durumda olan diğer abonelerimizce yaşanmaması için, 18.07.2012, 19.07.2012, 20.07.2012 ve 21.07.2012 tarihlerinde Minik Paket Yıllık abonelik ile gerçekleşen tüm numara taşıma yapan abonelerin aylık  paket ücretleri 21-TL üzerinden hesaplanacaktır. Açıklanan sebeplerle, talebiniz doğrultusunda işlem yapılacağı hususunu bilgilerinize sunarız.” şeklindedir.     
Bilgilerinizi rica ederiz.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Tüketici ile İlişkiler Müdürlüğü


Carte D'or light dondurma şikayeti


Merhaba,
Bir kaç hafta önce İstanbul Beykoz'da Polenezköy yolu üzerindeki bir marketten aldığım Algida Carte D'or light  dondurma ürünüyle ilgili bir sıkıntım oldu. Çilekli ve çikolatalı kısımlarında sorun yok iken, vanilyalı kısmı pütürcüklü bir yapıya sahipti. Ağzımızda yerken ''kum'' yemiş gibi pütürler kalıyordu. Bozulmuş olabilecegini düşünerek, yemeden çöpe atmıştık. Fakat geçen hafta yine aynı marketten aldıgımız üründe, tekrar aynı sorun ile karşılaştık ve bunun bir tesadüf olması imkansızdı. Bu sefer barcode numarasını not ettim. Sanırım o seride bir sorun var. O seriye ait ürünlerin toplatılması gerekli diye düşünüyorum.

Sorunlu ürünün barcode numarası 8690637019920 idi. Bu dondurmayı dolapta saklıyorum. Yetkililer incelemek isterse benimle irtibata geçebilir.

Dikkatiniz için teşekkür ederim.

Azize K.

Ünal Halı - Bosch bayi şikayeti



13/08/2011  tarihinde almış ve ödemesini yapmış olduğumu BOSCH marka KDN-40A04 model buzdolabını 30/06/2012 itibari ile tarafıma sunulmuş yeni bir katalogtan gümüş gri KDN 40X65 model ile değiştirmek istediğimi ve Ünal Halı Mob. DTM İnş. Ltd. Şti. yetkilisine 375 tl farkını ödemek koşulu ile buzdolabını 25/07/2012 tarihinde bana ulaştırması gerektiğini söyledim. Bayii 100 TL kapora bedelini aldıktan sonra ürünün teslimine 1 gün kala yani 24/08/12 taihinde yaptığım görüşmede talep etmiş olduğum ürünün artık üretilmediğini ve bana gönderilmeyeceğini bildirdi. Ancak 1 ay boyunca bayii neredeydi anlamış değilim! Daha sonra Bosh müşteri hizmetleri Duygu hanım ile yaptığımız nafile görüşmelerimizin daha üst merciilere ulaşmasını isteyip kendisinden bir üst yetkilinin numarasını istediğimde bana veremeyeceğini söylemiştir. Telefon kayıtlarıda mevcuttur. Bu durumun daha fazla uzamaması ve ürünü bir an önce teslim almak adına 18/08/2012 tarihinde bayiye tekrar gittim ve bana yeni bir katalogtan KDN VI20 model buzdolabını önerdiler. Aradaki fark 510 tl ye kadar yükselmesine rağmen buzdolabını en geç ayın 25 inde teslim etmeleri gerektiğini söyledim ve kendilerine bu tarihte ürünün tarafıma gönderileceğini söylediler. Ancak 25/08 tarihinde 6,5 saatlik bekleyişimin sonunda bayiden tek bir telefon gelmemesi üzerine ben kendilerini aradığımda ürünün gelmeyeceğini üretiminin sipariş üzerine yapıldığını lütfedip söylediler. Bende koskoca BOSCH firmasına sorarım beğeneceğimiz ürünün bedeli 1700 TL değilde 3,500 TL olsaydı ellerinde hemen olur muydu? Spot piyasada bu kadar çok buzdolabı olmasının sebebini de burdan anlamış oluyoruz sanırım. Ve eminim istediğim ürünü spot piyasada çok rahat bulabilecektim ancak ürünün garanti durmunu ve ismin büyüklüğünü düşünerek böyle bir sorun ile karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim.

Sonuç itibari ile Bosch bayi ürünü sattıktan sonra hiçbir şekilde yaptığı satışın arkasında durmamıştır. Stoklu ürünlerinin hangisinin olduğunu kesinlikle tarafıma bildirmemiştir. İlk sorunum çözülmediği gibi ikinci sorunum da kulak arkası edilmiş ve teslim tarihinden 4-5 gün daha ileri bir tarihe ertelenmiştir.  Bosch firmasının böyle bir rahatlığı Almanya ya da başka bir avrupa ülkesinde kesinlikle göstermeyeceğinden eminim. Türkiye ayağında diğer büyük firmalar olduğu gibi BOSCH firmasıda bütün ümitleri BOŞA çıkartmıştır. BOSCH ürünü ALMAYIN - ALDIRMAYIN

Şikayet Edilen Firma:
Ünal Halı - Bosch Yetkili Bayi
Ünal Halı Mob. DTM İnş. Ltd. Şti.
Mahmutbey Caddesi, No:89, Şirinevler Bahçelievler, İstanbul

BAHADIR HASAN G.

26 Ağustos 2012 Pazar

Aldığı sıfır otomobil sonradan boyalı çıktı!

Yeni aldığı otomobilin kaputunun sonradan boyandığını fark eden Selcan Öğretmen, dünya devini dize getirdi.


SIFIR ARACIN KAPUTU SONRADAN BOYANMIŞ ÇIKTI
Bir tek o başardı. 32 yaşında bir öğretmen. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Selcan Çelik. Ankara'dan büyük bir markanın Opal adlı bayisinden 2010 yılında aldığı araç, Mayıs'ta teslim edilmesi gerekirken Temmuz ayında teslim edilince kuşkulandı önce. Aynı markanın bir başka bayisine götürdü aldığı aracı, inceletti ve motor kaputunun sonradan boyandığı söylendi kendisine. Yazılı bir rapor verilmesini istedi ancak bayi vermek istemeyince, el yazısıyla bir kağıda yazmaya ikna etti onları.

"SIFIR ARACIN KAPUTUYLA SİZİNKİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ"
Bayiden aldığı bu yazıyla arabayı aldığı kendi bayisine gitti ve aracı iade etmek istediğini söyledi Selcan Öğretmen. Ancak bayi yetkilileri iadenin mümkün olmayacağını, bölge müdürüne durumun bildirileceğini söylediler. Öğretmenin kararlığı halini görünce, "Size sıfır bir araç bulacağız, onun kaputuyla sizinkini değiştireceğiz" dediler. Ancak öğretmen, 'beni yaktılar, şimdi başkasını yakacaklar, bu haksızlığı kabul etmem mümkün değil' diyerek reddetti kendisine sunulan bu teklifi.

Bu arada şirketin yurtdışındaki merkezine bildirdi yaşadığı durumu. Oradan gelen baskıyla Türkiye'deki bölge müdürü Ankara'ya gelerek görüştü Selcan Öğretmen ile. Ancak o da boyanın orijinal kalınlığında olduğunu , dilerse 4 bin TL kadar fark vererek 2011 model araç verebileceklerini teklif etti kendisine.



ARABASINA PANKART ASTI, 1 HAFTA DOLAŞTI
Selcan Öğretmen bunu da kabul etmedi. Başına gelen bu durumu protesto etmek için arabanın üzerine bir pankart asarak, 1 hafta Ankara sokaklarında dolaştı. Hakkını mahkemede aramaya karar verdi.

FİRMAYI DA BAYİYİ DE DAVA ETTİ
22 Ekim 2010'da Ankara 7. Tüketici Mahkemesi'ne başvurarak hem bayiyi hem de şirketi dava etti. Dava dilekçesinde, aldığı aracın boya kalınlığının 230 mikron olduğunun bizzat bayi tarafından tespit edildiğini belirterek, fatura bedeli olan 35 bin lirayla birlikte, boya koruma, plaka masrafı, eğitime katkı payı ve sigorta bedeliyle birlikte 36 bin 550 liranın yasal faiziyle birlikte kendisine ödenmesini talep etti.

Davalı şirket vekili ise savunmasında boyanın orijinal olduğunu, bayi tarafından verilen belgenin 'aracın ayıplı ürün' olduğu anlamına gelmediğini ileri sürerek davanın reddini istedi.

BİLİRKİŞİ DE TESPİT ETTİ
Dava bilirkişiye intikal etti. Bilirkişi raporunda motor kaput üzerindeki boya kalınlığının 230 mikron olduğu; diğer bölgelerdeki ortalama kalınlığın ise 150-170 mikron olduğu tespiti yapıldı. Standart boya kalınlığının ise 90-160 mikron olduğu anımsatıldı.

VE HÜKÜM: "BU MAL AYIPLIDIR"
Mahkeme, 5 Temmuz 2011 tarihli kararında şirketin itirazını reddederek; bilirkişi raporu ışığında "180-230 mikron kalınlığındaki boya nedeniyle ürünün ayıplı olduğuna" karar verdi. Ayıbın üretimden kaynaklanan 'gizli ayıp' olması nedeniyle davacının bir kusuru olmadığı tespitini yaptı.

Ancak aracın satışından sonra yapılan kaza nedeniyle oluşan 350 TL'lik değer azalması düşüldükten sonra Selcan Öğretmen'in ödediği 35 bin 988 TL'nin yasal faiziyle birlikte iadesine hükmetti.

YARGITAY KARARI
7. Tüketici Mahkemesinin bu kararı üzerine bayi ve şirket Yargıtay'a itiraz ettiler. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi de Şubat 2012'de ayında aldığı kararında, yapılan itirazın yerinde olmadığına hükmederek, Mahkemenin kararını oybirliğiyle onadı.

ANKARA TİCARET ODASI'NDAN CEZA
Selcan Öğretmen, mahkeme kararıyla da yetinmedi. Ankara Ticaret Odası'na başvurarak, üyesi olan bayiyi şikayet etti. Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulunun yaptığı soruşturma neticesinde, 'satışa arz olunan malların niteliği veya miktarı bakımından gerçeğe aykırı beyanda bulunmak' ihlali nedeniyle 29 Eylül 2011 tarihli toplantısında bayiye 'kınama cezası' verdi.

BİLİNÇLİ TÜKETİCİ ÖDÜLÜ
Selcan Çelik, 'haklı tüketici' olarak sürdürdüğü bu mücadelesiyle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın 'bilinçli tüketici' ödülüne layık görüldü. Çelik, Bakan Hayati Yazıcı'nın da katılacağı ve bugün Ankara'da yapılacak 15.Geleneksel Tüketici Ödül töreninde ödülünü alacak.

MUTLAKA KONTROL ETTİRİN SAKIN VAZGEÇMEYİN
Öğretmen Selcan Çelik, bu olayın sadece kendisinin başına gelmediğini belirtirken, mahkemelere intikal etmiş onlarca dosya olduğunu söyledi. "Hakkınızı aramaktan sakın vazgeçmeyin" diyen Çelik, "Bu sadece büyük markalı arabalarda değil, tüm markalarda mümkün. Sıfır araba alacaksanız öncelikle bunu kontrol ettireceğinizi daha baştan firmaya söyleyin. Ve gerçekten de kontrol ettirin. Ayrıca böyle bir durumla karşılaştğınızda mutlaka bulunduğunuz ildeki Ticaret Odalarına şikayet edin. Böylece ilk defada 'kınama cezası' verseler bile suçun ikinci kez tekrarında bayilik belgesinin iptaline kadar ceza verebiliyorlar. Şikayet edin ki bayilikleri ellerinden alınsın" dedi.

Kaynaklar:
http://www.ensonhaber.com/aldigi-sifir-arac-ayipli-urun-cikinca-2012-04-12.html (12.04.2012)
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/20320387.asp

Şikayet edilen otomobil OPEL Astra Hb Classic 1.3 ctdi

Kaynak: http://www.opelim.net/forums/showthread.php?t=70252

Piyasaya kaçak çay sürenler de açıklansın


Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, ülkeye kaçak yollarla sokulan ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturan çayları piyasaya süren firmaların teşhir edilmesi konusunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na talepte bulunduklarını açıkladı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın tüketici sağlığı açısından tehlike oluşturan bazı ürünler ile o ürünleri üreten firmaları teşhir ettiğini hatırlatan Sütlüoğlu, kaçak çayı piyasaya süren firmaların da açıklanmasını istediklerini söyledi. Sütlüoğlu, şöyle konuştu.

"Çay kaçakçılığı yapanlar özellikle bizim çayımızın temeline dinamit koyuyor. Çayımızın doğal özelliğini ciddi anlamda zedeliyor, insan sağlığını ciddi zararlar veriyor. Türk çayı adı altında piyasaya kaçak çay sunulması çok önemli bir konudur. Bu işi yapan firmalar hem cezalandırılmalı, hem de teşhir edilmeli. Bununla ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Türkiye'nin iç tüketimini dikkate aldığımızda 50- 60 bin tonlar seviyesinde kaçak çayın ülkemize girdiğini tahmin ediyoruz. Bu Türkiye ekonomisi için büyük kayıp."

Sütlüoğlu, yaş çayda ikinci sürgün alımlarının tamamlanmak üzere olduğunu da belirterek, şu ana kadar 237 bin ton çay alımı yaptıklarını sözlerine ekledi.

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Muhteşem National Geographic fotoğrafları

Dünyanın en eski ve en önemli doğa ve yaşam dergisi National Geographic'de mükemmel fotoğraflar yayınlanıyor. Bu muhteşem kareler içerisindeki en iyiler o ayın fotoğrafları olarak ziyaretçilere sunuluyor. İşte o mükemmel kareler..




































24 Ağustos 2012 Cuma

Hatalı üretilen televizyonun yangına sebep olması


Bazen aldığınız maldaki arızayı satın alma sırasında fark etmeniz mümkün değildir. Bu gibi arızalar üretim hatasından kaynaklanan “gizli ayıp”tır. Ayıba ilişkin kanuni düzenleme 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir" hükmü yer almakta; devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.



Bu konuyu bir örnekle açarsak;

Çok beğendiğiniz bir televizyonu aldınız ve yetkili servisçe evinize kurdurdunuz. Bir gün eve geldiğinizde televizyonu açtınız ve bir süre sonra duman kokusu fark ettiniz. Televizyonun alevler içinde yandığını gördünüz. Ardından televizyonun arkasından başlayan yangın perdeleri tutuşturdu ve salonun tamamı ateş içerisinde kaldı. İtfaiye gelerek yangını söndürdü. Bu durumda haklarınız nelerdir?

Böyle bir durumda itfaiye tarafından düzenlenen yangın raporu ve dava açtığınızda alınacak bilirkişi raporu önem teşkil edecektir. Bu raporlarda eğer “…yangının televizyonda meydana gelen şase sonucu çıktığı kanaatine…” varıldığı veya “…yangını … marka televizyon çalışırken her nasılsa şase yapması sonucu çıkan kıvılcımların önce içinde bulunan kabloları tutuşturup daha sonra etrafa sirayet etmesinden çıktığı…” şeklinde yangının sebebinin aldığınız televizyon olduğu belirlenirse; karşı taraftan maddi ve manevi tazminat alma yolunuz da açılacaktır. Maddi tazminat olarak evinizde meydana gelen zararı, yanan eşyalarınızın bedelini, yangın sebebiyle yaralanmışsanız hastane masraflarını vs.; manevi tazminat olarak da, örnek olarak, manevi değeri olan CD ve fotoğraflarınızın yandığını, olaydan psikolojik olarak etkilendiğinizi belirterek talepte bulunabilirsiniz.

Ayrıca şunu da unutmamak gerekir ki; ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi uygulanmaz.

Av. Gökhan ARICAN

Mavi’den mektepli tişörtler!


90’ların popüler kültürünün vazgeçilmez öğelerinden üniversite tişörtü modası, Mavi’nin yeni tişört koleksiyonu ile yeniden canlansın! İstanbul’un köklü üniversitelerinin nostaljik isimlerini taşıyan 3’ü kız 4’ü erkek toplam 7 modelin yer aldığı seri, Mavi mağazalarında.

Lacivert, bordo, beyaz, yeşil, kırmızı, mavi, gri melanj ve çivit renk seçeneklerinin bulunduğu Mavi Üniversite Tişörtleri, sevdiklerini nostaljik bir hediyeyle mutlu etmek isteyenleri ve Tıbbiye-i Adliye-i Şahane (İstanbul Üniversitesi Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi), Mühendishane-i  Bahr-i Hümayun (İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi), Darülfünun-u Osmani (İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi) ve Mekteb-i Sanayi-i Nefise-i Şahane’nin (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) mezun ve öğrencilerini bekliyor.




Avea 5 yıl sonra "borcunuz var" dedi


2006-2007 yılları arasında 3 tane Avea kurum hattı aldım. 2007 yılında bu üç hattı da (sadece 1 yıl bu operatöre dayanabildiğim için) göbeğim çatlayarak kapattım. Beni Ağustos 2012 de İzmir hukuk bürosundan aradılar ve "19,80 TL tutarında ödenmemiş bir faturanız var (5 yıl sonra), eğer ödemezseniz icra takibi başlatacağız" dediler. Müşteri hizmetlerini aradım, konuştuğum kişi bana ödenmemiş faturanız var diye ısrar etti. Genel müdürlüğün numarasını alıp orayı aradım, oradaki kişi de aynı cevabı verdi. Bir de bana diyorlar ki; "Size ulaşamadık". Sanki ben kaçıyorum. Hukuk bürosu beni nasıl buldu? Bir de utanmadan deniyor ki; "faturanın ödeme tarihi geçmiş". Tabi geçer, 5 yıl sonra arıyorsun. Ben bu 3 hattımı Avea şubesinden zorla kapattırdım. O zaman Avea olarak ne diye hatlarımı kapatıyorsunuz, sonra beni 5 yıl sonra arayıp borcunuz var deyip sinirlendiriyorsunuz? Bu durum benim bir kaç arkadaşımın başına da geldi. Böyle bir davranış olmaz. Ben bu faturayı ödeyeceğim ama Avea'nın bu yaptıklarını da her yerde paylaşacağım. Bu ödediğim parayı da helal etmiyorum, burunlarından fitil fitil gelsin.

Yasemin D.

23 Ağustos 2012 Perşembe

İster balık gözü ister geniş açı: Kickstarter’dan Mobi-Lens

Kickstarter, yeni bir ürünü daha kullanıcılarla buluşturmaya hazırlanıyor. Telefon kameranıza entegre edeceğiniz Mobi-Lens isimli ürün çamaşır mandalına benzeyen yapısıyla dikkat çekiyor. Fotoğraf severler bu aparat sayesinde geniş açı, balık gözü veya makro standartlarında fotoğraf çekimi yapabiliyor. Mobi-Lens geniş açı ile manzara, makro ile yakım çekim, balık gözü lensi ile süper geniş açılı fotoğraflar çekmenize olanak tanıyor. Aparat, akıllı telefon veya tabletlerde rahatlıkla kullanılabiliyor. Mobi -Lens’in üretime geçebilmesi için 34.000 dolar barajına ulaşması gerekiyor. Şu ana kadar toplanan meblağ ise yaklaşık  20.000 dolar. 34.000 dolar barajını aşabilirse Mobile-Lens’in farklı renk seçenekleriyle bu yılın aralık ayında 40 dolardan satışa sunulması bekleniyor.  Şayet üretim gerçekleşirse Mobi-Lens’in kişisel fotoğrafçılık deneyimine farklı bir boyut kazandıracağını söylemek mümkün.

Samsung’dan çift SIM kart destekli Galaxy S Duos

Samsung çift SIM kart takılabilen yeni akıllı telefonu Galaxy S Duos’u duyurdu. Android 4.0 işletim sistemli Samsung Galaxy S Duos iki ayrı hattı kullanmak isteyen kullanıcılara hitap ediyor. Kullanıcılar bir hatta gelen aramaları cevaplarken diğer hatta ise aktivitelerini kolayca gerçekleştirebiliyor. 120 gram ağırlığa sahip Galaxy S Duos’da 480×800 piksel çözünürlük sunan 4 inçlik WVGA TFT ekran, 5 megapiksel kamera ve 4 GB dahili hafıza bulunuyor. Bluetooth 3.0, 32 GB’a kadar artırılabilen microSD kart desteği, micro-USB ve USB 2.0 ise cihazın bağlantı seçenekleri arasında yer alıyor. Samsung Galaxy S Duos, boyutları farklı da olsa, Galaxy S III’e olan benzerliğiyle dikkat çekiyor. Güney Koreli şirket, Samsung Galaxy S Duos’un ilk olarak eylül ayında Avrupa’da satışa sunulacağını ardından diğer bölgelerde piyasaya sürüleceğini belirtiyor.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Öz Hacıoğulları baklava şikayeti


Ramazan Bayramı arifesinde Öz Hacıoğulları'nın Sakarya/Adapazarı, Orhan Cami karşısındaki şubesinden bir tepsi baklava aldım. Ramazan olduğundan tabii olarak tadına bakamadım. Bayram sabahı tatlıdan bir dilim aldım ki, baklavanın baklava ile ilgisi yok. Tatlıda iğrenç bir tat ve koku, sanki makina yağı konulmuş gibi. Bayram ertesi içinden üç dilim alınmış tepsiyi aldığım yere götürdüm (Emin olmak için evdekilere de tattırdığım için). Oradaki kişiye (Kendisinin personel olduğunu söyleyen) bir dilim yemesini söylediğimde, gerek olmadığını bir kaç tepside problem olduğunu söyledi. Tepsiyi  Yenicami deki merkezlerine götürmem gerektiğini, orada işvereninin problemi çözeceğini söyledi (Yeni bir tepsi baklava herhalde ki bundan sonra içinde Altın olsa Öz Hacıoğullarından alışveriş yapmam). Ben tatlıyı buradan aldım, niye Yenicamiye kadar gideyim deyince “benim yapabileceğim bir şey yok” dedi. Bende tepsiyi içindeki ile beraber orada bırakarak çıktım (Hakkımı helal etmeden).

Şube açacaksın, satış yapacaksın, problem çıkınca başka tarafa yönlendireceksin. (bence yokuşa sürmek bu) Benim durumumda olan kişilerden  Hacıoğulları Burma Kadayıf Baklava Dondurma'nın Merkez şubesine gidip problemi çözülen var mıdır? Nasıl çözülmüştür?

Şikayetçi değilim çünkü şikayet etsem de bir şey çıkmayacaktır. Önerim, adı geçen yerden veya merkezinden alışveriş yapacak olanlar dikkat etsin! Aslında oradan almamaları kendileri için daha hayırlıdır diye düşünüyorum.

Atilla K.

Kredi kullananlar, dosya masrafınızı iade alabilirsiniz

Öğretmen Şamil Özkan, dosya masrafı adı altında bankanın aldığı parayı geri aldı. Özkan, çekilen krediye istinaden komisyon ve masraf adı altında toplam 400 lira kesildiğini öğrenince durumu Selçuklu Kaymakamlığı Tüketici Sorunları İlçe Hakem Heyeti Başkanlığı’na bildirdi.

Yapılan incelemelerin ardından Heyet, "Komisyon ve dosya masrafı adı altında alınan ücretlerin karşılığının bulunmadığı, bu miktarın bankanın kredi verilirken yaptığı mutat işlemlere yönelik olduğu anlaşıldığından, sözleşmede yer alsa da miktarlar açıkça sözleşmede yazılmadığından dolayı haksız şart söz konusu olup, bu ad altında alınan toplam 400 liranın tüketiciye iade edilmesi" şeklinde karar verdi.

Parayı Geri Almaya Değil, Haklılığını İspatlamaya Çalıştı

Şamil Özkan, çektiği krediden komisyon ve masraf adı altında 400 lira kesildiğini belirtti. Özkan, parayı ödemek zorunda kaldığında banka yetkililerine, "Bu nasıl pahalı bir dosyaymış ki, 400 lira yapıyor" diye tepki gösterdiğini anlattı.

Mart ayında Selçuklu Tüketici Sorunları İlçe Hakem Heyeti Başkanlığı’na şikayetini ilettiğini kaydeden Özkan, kesilen paranın geri iade edileceğini öğrendiğinde çok mutlu olduğunu dile getirdi.

Kararın kesinleştiğini vurgulayan Özkan, "Haksız yere benden ve birçok tüketiciden dosya masrafı alındı. Açıkçası ben verdiğim paranın peşinde de değildim. Kararı maddi değil, hukuki açıdan bir zafer olarak görüyorum" diye konuştu.

Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Dinç ise bankalar tarafından yapılan bu tür kesintilere tüketicilerin dikkat etmesi gerektiği uyarısında bulundu.

Dinç, tüketicilerin hukuki açıdan haklarını aramaları gerektiğine de dikkati çekti.

21 Ağustos 2012 Salı

Kredi kartı iptali kolaylaşıyor


Tüketicilerin kredi kartında iptal başvurularının bankalarca yürürlüğe konmadığına yönelik şikayetleri bitiyor. Üzerinde çalışılan düzenlemeye göre, oluşturulacak bir merkezle iptal başvurularının takibi yapılacak.

Star Gazetesi'nden Hüseyin Özay'ın haberine göre, ekonomi yönetimi, kredi kartı aidatlarının ardından, tüketicilerin en fazla şikayet ettiği konuların başında gelen ‘kredi kartı iptal taleplerine’ disiplin getirmek için düğmeye bastı.

Kredi kartı sisteminde, ‘iptal’ talepleri için bir merkez oluşturulması ve iptal taleplerinin yerine getirilip getirilmediğinin bu merkezden kontrol edilmesi planlanıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı , geçtiğimiz hafta kredi kartı aidatı başta olmak üzere bankaların tüketiciden 31 kalemde çeşitli adlar altında aldığı ücret ve komisyonların kaldırılması için çalışma başlattıklarını açıklamıştı.

Yeni Tüketici Yasası Tasarısı Taslağı’ndaki bu çalışma dışında ayrıca kredi kartının iptal edilmesinde karşılaşılaşılan güçlüklere de yeni düzenleme geliyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun ( BDDK ) koordinatörlüğünde yürütülen finans eylem planında, kredi kartlarında iptal sıkıntısı da masaya yatırıldı.



Yazılı başvuru yapılacak 

Bu çerçevede, iptal başvuruları, öncelikle ‘yazılı’ olarak alınacak. Böylece banka veya tüketici arasında ‘iptal talebi geldi-gelmedi’ tartışması yaşanmayacak. İkinci olarak, iptal edilen kredi kartlarının, BDDK veya Bankalararası Kart Merkezi’nde (BKM) oluşturulacak bir sistem aracılığı ile kontrol edilmesi planlanıyor. Geliştirilecek bir programla, kredi kartı iptal talepleri anında BDDK ’ya veya BKM’ye düşecek. Bu yöntemle, tüketicinin diğer bankalardan kullandığı kredi kartları da görülebilecek. Söz konusu sistem, kredi kartlarına limit getirilmesine ilişkin projenin de altyapısını oluşturacak.

BDDK ’nın en fazla aldığı şikayet

BDDK en fazla şikayeti kredi kartı aidatlarından ve iptal başvurularının onaylanmamasından aldı. Bankaların, iptal talepleri ile ilgili uygulamalarını mercek altına alan BDDK uzmanları, bazı bankaların kredi kartı portföyünü düşürmemek için kredi kartı iptal başvurusunu tam olarak işleme almadığını belirledi. İptal başvurusuna rağmen söz konusu kartın işlemlerini sadece dondurduğu saptandı. Bankalar kredi kartını iptal etmek yerine sadece işleme kapatıyor.

Yeni Toyota Auris 2013'te yollarda


Toyota, ilk olarak 2007 yılında "altın çocuk" lansmanıyla piyasaya sunduğu Auris modelini tamamen yeniledi.
Kendi sınıfında Golf, Focus, Megane, Astra, i30 gibi bir çok kuvvetli rakibi bulunan yeni Auris önümüzdeki ay Paris Motor Show'da boy gösterecek, 2013'ün ilk aylarından itibaren de Avrupa'nın bazı ülkelerinde yollara çıkacak.


Dünyanın lider otomobil üreticisi Toyota, Avrupa pazarındaki en son hamlesini yeni nesil Auris ile yapmaya hazırlanıyor. İlk kez Paris Motor Show’da sahnelenecek olan Yeni Auris, Toyota’nın en son tasarım anlayışı ile daha dinamik ve daha kendine güvenli bir otomobil olarak yollara çıkmaya hazırlanıyor.


Avrupa C segmentinde Toyota’nın ürün atağının ilk adımını temsil eden Auris yenilendi. Görünüm ve donanımı baştan sona değişen Yeni Auris şimdi çok daha cesur ve dinamik özelliklere sahip. Yeni Auris, Toyota’nın arzu edilen, daha çekici ve dinamik otomobiller üretme konusunda kararlılığını başarıyla yansıtırken, vazgeçilmez Toyota değerleri olan kalite, dayanıklılık ve güvenilirlik üzerine inşa ediliyor. Dışarıdan ve içeriden tamamen yeniden tasarlanan yeni nesil Auris’te sunulan benzinli, dizel ve elektrikli hibrit motor seçenekleri ile Toyota, C segmentinde üç motor seçeneği sunan tek marka olarak da fark yaratıyor. Bugüne kadar C segmentinde 140 ülkede 39 milyon adetten fazla otomobil satışına imza atan Toyota, C- hatchback modeli Auris’in Avrupa için tasarlanan yeni neslini ilk kez Paris Motor Show’da otomobil meraklılarının beğenisine sunacak. Yeni Auris, hızlı, cesur ve asi kimliğini daha da ileriye taşıyacak.



Yeni Auris: Toyota’nın yeni yüzü 

Yeni Auris, C segmentinin yeni tasarımı ve boyutlarıyla sportiflik ve dinamizmde rakiplerini geride bırakıyor. Bir önceki nesile göre 30 mm artırılarak uzunluğu 4275 mm’ye ulaşan Yeni Auris’in yüksekliği de 55 mm düşürülerek 1460 mm’ye indirildi. 2600 mm’lik dingil mesafesi ve 1760 mm’lik genişliği korunan Yeni Auris, zemine hakim güvenli ve ayakları yere daha sağlam basan bir görüntü kazandı. Toyota’nın “Keen Look-Keskin Bakış” far ve “Under Priority – Öncelikli” ön ızgara tasarım felsefesinin yansıtıldığı Yeni Auris, agresif, cesur ve çekici bir Toyota ünvanını kazandı.

Belirgin metalik krom kaplama ve koyu siyah rengin hakim olduğu ön ızgarada kemer çizgisi yükseltildi. Önden bakıldığında daha güçlü ve dinamik görünümüyle dikkat çeken Yeni Auris, arkaya doğru 3 panel halinde uzanan yeni cam tasarımıyla da fark yaratıyor. Daha geniş açılan bagaj kapağı, bagaj kapağı ile bütünleşen stop lambaları ve yeni tasarım arka tamponu Yeni Auris’i daha güçlü ve kararlı kılıyor.

“Skyview” tavan 

Yeni nesil Auris’te sunulan en dikkat çekici yeniliklerden biri de iç mekan tasarımına etkili bir dokunuş yapan “Skyview” tavan. “Skyview”, C segmentindeki en büyük panoramik cam tavanlardan biri olarak yeni Auris’in iç mekanında daha fazla konfor ve ferah bir hacim sunmaya olanak tanıyor.

Yeni Auris’in yenilenen iç tasarım detayları sayesinde kabinde geliştirilmiş duyusal kalite ile birlikte iç mekanda renkleri birleştiren görsel bütünlük sunuluyor. Saten gümüş rengin hakim olduğu kokpitte; beyzbol dikişli deri kaplama direksiyon simidi, kapı pervazları, panel üst yüzeyi ve kol destek dayama bölümünde kullanılan yumuşak malzeme kalite hissini güçlendiriyor.

Yeni Auris’te, iç mekanda çok yönlü pratik kabin ortamı sayesinde geliştirilen sürüş pozisyonunun yansıra 20 mm artırılan arka koltuk diz mesafesi ile daha konforlu bir yolculuk sunarken, 360 lt’ye yükseltilen bagaj kapasitesiyle de sınıfında bir adım öne çıkıyor.

Keyif Veren Enerjik Sürüş 

Yere yakınlığı 55 mm alçaltılan Yeni Auris’te daha düşük sürüş pozisyonu ve ağırlık merkezi ile güvenli ve rahat bir sürüş olanağı sağlanıyor. Segmentinin en iyisi olan 0,28 Cd sürtünme katsayısı ile sürüş çevikliği artan Yeni Auris’in, bu mühendislik tasarımı sayesinde yakıt tüketimi de düşürüldü. Yeni Auris’in gövdesinin üst tarafında kullanılan çelik sayesinde gövde mukavemeti yüzde 10 oranında artarken, aracın ağırlığı 40 kg azaltıldı. Böylece Yeni Auris’in yerçekimi merkezinin düşürülmesine olumlu katkıda bulunuldu. Ağırlık merkezinin düşürülmesinin yanısıra, yeni Auris’te daha konforlu, çevik ve yüksek kontrollü sürüş sağlamak üzere çift salıncaklı süspansiyon sistemi kullanıldı.


Tasarımı Dikkat Çekiyor

Ön yüzü daha çekici hale getirilen Yeni Auris, ince burun yapısı, LED gündüz farlarına sahip mercekli far grubu, yeniden tasarlanan tamponlar ile daha dikkat çekici bir tasarıma kavuşmuş. Otomobilin yanında ise farların bitiminden başlayıp keskin hatlara sahip yeni stop lambalarının kenarında biten yan stil çizgisi ile Auris dinamik bir görüntüye kavuşmuş. C sütununa uygulanan kelebek cam ile de yüksekliği azalan otomobilin içinin daha aydınlık olması hedeflenmiş. Otomobilin arka tasarımında ise, yeni stop lamba tasarımıı, geniş bir bagaj kapağı ve yine yeni tasarım arka tampon yapısı selefine göre hoş bir görüntüye sahip.