Son dönemde reklam ve pazarlama amaçlı ev ve mobil telefonlarına gelen çağrılar ile kısa mesajlar, tüketicilerin en çok şikayetçi oldukları konular arasına girdi. Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, “Halkı canından bezdiren reklam amaçlı SMS'lere cep ve ev telefonlarının aranması da eklendi. En fazla şikayeti bu alanda alıyoruz” dedi.
Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, yaptığı açıklamada, günün her saatinde cep telefonları ile elektronik posta adreslerine gelen reklam içerikli mesajların, vatandaşlar açısından çok büyük rahatsızlık kaynağı olduğunu ifade etti.
Son dönemde buna cep ve sabit telefonlardan “sizi mağazamızdaki kampanyamız hakkında bilgi vermek üzere arıyoruz” diye başlayan aramaların eklendiğini dile getiren Kaya, “Halkı canından bezdiren reklam amaçlı SMS'lere cep ve ev telefonlarının aranması da eklendi. En fazla şikayeti bu alanda alıyoruz” dedi.
Tanıtımda sınır yokKaya, internet hizmet sağlayıcıdan çiğ köfteciye, Mahmutpaşa'daki esnaftan lokantacıya kadar bu yolla tanıtımını yapmak isteyen her kuruluşun yurdun dört bir yanındaki tüketicilere reklam içerikli SMS atabildiğine işaret ederek, “Sabahın saat 7'sinde de gecenin 1'inde de mesaj gönderiliyor. Gecenin geç saatlerinde ev ve ya cep telefonları aranarak tanıtım yapılıyor. Ben İstanbul'da yaşıyorum, Ankara'daki çiğ köfteciden, bilmem hangi restorandan mesaj alıyorum. Bu yerler benim telefonumu nereden ediniyor. Tüketici, çığırından çıkmış bir durumla karşı karşıya” diye konuştu.
Vatandaşlar için çok büyük rahatsızlığa neden olan uygulamanın, vatandaşlar tarafından tek tek firma ya da operatörlere başvurarak engellenmesinin mümkün olmadığını, bunun kanun yoluyla yasak edilmesi gerektiğini savunan Kaya, şu görüşleri dile getirdi:
“İnternet servis sağlayıcısı firmalar günde 20 defa arıyor. 'İlgili firma ile sözleşmeniz şu tarihte bitiyor, sizi kampanyamız hakkında bilgi vermek için aradık' diyorlar. 'İstemiyorum' demem bir şey ifade etmedi. Bir süre sonra tekrar arıyorlar. Gelen her mesaj ve aramalar için operatör ve gönderen firma aranıp 'ben bu mesajı istemiyorum' demek imkansız. Mesajı engellemek için ilgili operatör veya mesajı gönderen firma arandığında bile engellenemiyor. Bana gelen 20 mesajı iptal ettirmek için ilgili firmayı da kullandığım operatörü de çok aradım, engellemediler. İlgili bakanlık ile Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 'reklam amaçlı SMS ve aramalar yasak, cezası da şu' diyecek ve bu şarteli kapatacak. Bunun başka çözüm yolu yok. Telefon ve SMS ücreti çok düşük olduğu için firmalar reklam amaçlı bu alanı kullanıyor.”
“Vatandaşın bilgileri satılıyor”Nazım Kaya, sorunun bu boyutlara ulaşmasında en büyük etkenin bazı veri depolama şirketlerinin, vatandaşların kişisel bilgilerini, isteyen firmalara satmasından kaynaklandığını iddia etti.
Vatandaşların kişisel bilgilerini pazarlayan bu şirketlerin, aslın da çok ciddi bir suç işlediklerini, ama hiçbir bu konuda hiçbir denetim ve yaptırımla karşılaşmadıklarını ileri süren Kaya, şunları söyledi:
“Bana Ankara'dan mesaj atan çiğ köfteci telefonumu nereden edindi. Benim mahremim olan bilgilerimi iznim olmadan başkasına para karşılığı satıyorlar. Baklava çalan çocuk yargılanıyor, ama kişi güvenliğini tehdit eden data şirketlerine her hangi bir ceza uygulanmıyor. Yasadışı çalışan data şirketlerine, 'vatandaşın numaralarını nereden aldın' diye sorulmuyor.”
Yasa tasarısı TBMM'deBilişim Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Tüketici Hakları Dairesi Başkanı Özgür Fatih Akpınar ise reklam amaçlı SMS ve aramaları, çok büyük bir sorun olarak değerlendirdiklerini ifade ederek, “Reklam amaçlı aramalar, kısa mesaj ve e-postalar, TBMM'ye sunulan Elektronik Ticaret Kanun Tasarısı'nın kabul edilmesiyle yasak olacak” dedi.
Kaynak: Hürriyet
02/12/2012 tarihinde İstanbul Kartal Outlet'teki Koton mağazasından aldığım kaşe kaban giydiğim gün çantamla temas eden yerleri ve kol kısımları tüylendi. Aldıktan sonra 1 ay içinde mağazaya geri götürme imkanım olmadı. Başka bir Koton mağazasına götürdüğümde ise kabanlardaki tüylenme probleminden kendilerinin firmalarının mesul olmadığını söylediler. Firma yöneticilerinin tutumu beni çok üzdü. Koton markasından şikayetçiyim ve paramın iadesinin yapılmasını istiyorum.
Ben Tariş üzüm birliğinin müfettişiyim. İş yerimle Manisa'daki Denizbank/Alaşehir şubesi arasında bağıtlanmış olan 27.01.2010 tarihli "personel maaşlarının ödenmesi sözleşmesi" hükümleri çerçevesinde ücretim bu şubede açılı bulunan 2630-707330- *** nolu hesaba yatırılmaktadır. Bahsettiğim sözleşmenin 6. maddesinde aynen "kurum personelinin yıllık kredi kartı harcamaları ile orantılı olarak, aylık 500,00 TL ve üzerinde harcama ortalaması bulunan personelden alınan kredi kartı ücretinin bonus olarak personel kredi kartı hesabına iade edileceği” ifade edilmesine karşın, aylık ortalaması 2000 TL olan şahsıma ait 4243 6000 2981 **** nolu kredi kart ile aynı hesaba tanımlı 5200 1900 1099 **** ek karttan toplam 82 TL kart ücreti kesilmiş, hesabıma herhangi bir bonus iadesi de yapılmamıştır. Şubeyi defalarca aramama ve en sonunda hayli ağır bir yazı göndermeme rağmen herhangi bir düzeltme söz konu olmamıştır. Bu hukuksuzluk her yıl tekrarlanmakta, meblağın küçüklüğünden ötürü insanlar yargı yoluna gitmeye üşenmekte, banka da bundan cesaret alarak şikayetleri kulak arkası etmektedir. 
Araçlara takılan hatta evde kombilere gelen doğalgaz borularına takılarak yakıt tasarrufu sağladığı iddia edilen cihazlar gerçekten yakıt tasarrufu sağlıyor mu? Bu konuda tüketicilerin endişeleri son derece haklı elbette. Bize gönderilen maillerde ve internet üzerindeki araştırmalarımızda farklı görüşleri tespit ettik. Bu cihazlarla yakıt tasarrufunun sağlandığını ilgili markalar üniversitelerden aldıkları test raporları ile belgelendirmişler. Ancak bu tasarrufun araç modeline, yakıt türüne, motor hacmine, motor devrine vs. göre değişkenlik gösterebileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Mesela E-101 tasarruf cihazı web sitesinde %5 - %12 asında değişen bir yakıt tasarrufu sağlanabileceği söylenmektedir. Konu ile ilgili test raporları tatmin edici. Patent belgeleri, üniversitelerin verdiği test raporları, CE belgeleri vs. göz önünde bulundurulursa bu cihazlar gerçekten tasarruf sağlıyordur. Bu konuda bir tereddüdümüz yok. Ancak istenilen verim konusunda bütün tüketicilerin aynı verimi elde edemeyeceklerini de bilmeleri gerekir.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek , Antalya'daki bir otelde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından düzenlenen Vergi Dairesi Başkanlıkları Yıllık değerlendirme ve Hedef Toplantısı'na katıldı.
2011 yılı Şubat ayında Antalya Manavgat Yapıkredi Bankası'ndan 75.000 TL lik kredi aldım ve halen ödemekteyim. O zaman benden dosya masrafı alınmıştı. Miktarını tam olarak hatırlamıyorum ama 2000 TL üstü ya da altında bir rakamdı. Bu kesinti yapılan paramı geri alma durumumun olasılığı var mıdır ya da nasıl bir yol izlemem gerekmektedir? Saygılarımı Sunarım.
02/11/2012 tarihinde İstanbul Bakırköy'deki Nike Galleria mağazasından iki çift, farklı ayak numaralı aynı spor ayakkabıdan satın aldım. Yaklaşık bir ay sonra, bunlardan biri bir deforme olup su almaya başladı. Müşteri olarak Nike mağazasına gidip şikayet formu doldurdum. 14/01/2013 tarihli gelen cevapta bunun deformenin kullanımdan kaynaklandığı belirtilerek değiştirme ve iade talebimiz reddedilmiştir. Daha önce bir çok defalar Nike markalı ayakkabı satın aldım.
31.12.2011 tarihinde İstanbul Ataköy A Plus'taki Calvin Klein mağazasından aldığım çantanın kayış kısmında kopmalar, açılmalar oldu. Ayrıca üzerindeki deri bir kaç yerinden atmaya başladı. Ürünü aldıktan 3-4 ay sonra bu sorunlar başlamıştı. Fakat küçük küçük başlayınca önemsemedim. Ama kısa sürede daha kötü hal aldı. Ürünü 13.10.2012 tarihinde mağazaya götürdüm. İnceleme için göndereceklerini ve en geç 1 ay içinde elimde olacağı bilgisini verdiler. 1 ay geçtikten sonra aradım ve beni Calvin Klein markasının Türkiye temsilcisi olan Çiçek İç Giyim Tic. San. A.Ş. ye yönlendirdiler. Buradan ürün inceleme sorumlusu Sebahat hanım ile görüştüm. Ürünü incelemeye aldıklarını ve 1 hafta, 2 hafta gibi süreler veriyordu. Fakat tekrar geri dönüş olmayınca aradım. Kendisi yine "İthal ürün olduğu için tadilatı uzun sürebilir dedi" ki başta böyle söylemediler. İthal ürün olduğu zaten belli, ona göre bir süre verseydi. Tutarsız konuşmaları oldu sürekli. Bir kaç kere aramamdan sonra ürünü işi bitince adresime teslim edeceklerini söylediler. Daha sonra mesaj geldi. 3 ay gibi bir süre sonunda "Ürününüz hazır, alabilirsiniz." diye. Gidip ürünü aldığımda tadilat yapıldığı söylenilen yerlerin Calvin Klein gibi bir markaya yakışmayacak şekilde yama gibi tadilat yapıldığını gördüm. Tüm sorunlar giderilmemiş. Üzerindeki atmalar halen duruyor. Kayışı da 1 ay bile kullanmadan tekrar eski hale gelecek durumda. Mağazadan çantayı teslim almadım. Sorunlu yerleri gösterdiğimde bana hiç bir şey diyemediler, çantaya bakıp durdular. Sorunu Sebahat hanıma ileteceklerini söylediler. Sorun olunca ürünümüzün arkasındayız diyen satış temsilcisinin bana kullandığı ifade "Biz sorumlu değiliz, Sebahat hanımla konuşun." oldu. Bir satış temsilcisinin işi, ürünü satana kadar mıdır? Bu kelime, karşısında sorunu olan bir müşteriye kullanılamaz. Mağaza da sadece Seda hanım bana geri dönüş yaptı. Kendisine teşekkür ediyorum. Diğer kişiler sorun karşısında geri çekildiler. Uğraşmadılar. Sebahat hanımı aradığımda ürünü kesinlikle değiştiremeyeceklerini, tadilat yapılabilecek yerleri onarabileceklerini söyledi. Kısa bir sürede çanta nasıl bu duruma gelir dediğimde hiçbir cevap veremedi. Yapamayız demekten başka hiçbir çözüm bulamadı. Aylar sonra teslim ettiği yama şeklinde tamir edilen, 1 ay sonra tekrar aynı sorunların yaşanacağı çantayı üzerimde bıraktı. Ürününüz sorunluysa geri almıyor musunuz dediğimde, "ancak tadilat yapabiliriz" dedi. Tadilatın bile düzgün yapılmadığı bir çanta karşısında bunu söylüyor.
Yaklaşık 2 ay önce Buyaka Divarese mağazasından aldığım ayakkabıda yandaki resimde de görebileceğiniz üzere, hem sağ hem sol tekinde, üzerinde yuvarlak beyaz bir leke meydana gelmiştir, sanki terleme gibi. Ayakkabı hiç yağmurda giyilmemiştir, ne kadar temizlesem de ertesi gün bu lekeler tekrar oluşmaktadır.