16 Ekim 2012 Salı

Kurban eti için pratik bilgiler


Atatürk Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mükerrem Kaya, kesime hazırlanan hayvana kötü muamele edildiğinde etin kalitesinin düştüğünü ve daha çabuk bozulduğunu söyledi.

Kaya, Kurban Bayramı’nda daha kaliteli eti elde etmenin ve onu muhafaza etmenin püf noktalarını anlattı.

Öncelikle kurbanlık hayvanın sağlıklı, menşeli olması nereden geldiğinin bilinmesi gerektiğini ifade eden Kaya, sağlıklı ve kaliteli et için kesinlikle sağlıklı hayvanların seçilmesi gerektiğini vurguladı.

Hayvanın sağlıklı olmasının, kesimi sırasında iyi muamele edilmesinin etin kalitesi ve muhafaza süresi açısından önemli olduğunu anlatan Kaya, "Kesim sırasında hayvana kötü muamele edilirse et kalitesi düşer ve daha çabuk bozulur. Hayvana yapılan kötü muamele etin kalitesini önemli ölçüde düşüreceği için hayvanı strese sokmamamız lazım. Strese soktuğumuz zaman o hayvanın vereceği etin kalitesi de düşüktür, o et daha kısa sürede bozulur ve rengi koyu olur" dedi.



Alınan hayvanın kesimden önce mutlaka dinlendirilmesi gerektiğini belirten Kaya, kurbanlığın kesimden önce aç bırakılması gerektiğini ve asla stere girecek ortamların oluşturulmamasını istedi.

Hayvanın işi bilen, sertifika almış kişiler tarafından kesilmesi gerektiğini vurgulayan Kaya, "Bir diğer husus ise kanın çok iyi akıtılması gerekiyor. Kesilen hayvanın kanı iyi akıltılmazsa etin muhafaza süresi de kısa olur. Özellikle yorgun hayvanlarda bu durum oluyor, ette kalan kan tabi fazla kalması durumunda o etin muhafaza süresi de kısalıyor, o et kısa sürede bozuluyor. Onun için kanı da çok iyi akıtılmalıdır" diye konuştu.

"DERİNİN DIŞ KISMI ASLA ETE BULAŞTIRILMAMALI" 
Kesim işlemi sırasında derinin dış kısmının asla ete dokundurulmaması gerektiğini söyleyen Kaya, derinin dış kısmı iç kısmıyla temas ederse, derinin düzeyindeki mikroorganizmaların ete bulaşacağını ve bunun sonucunda da etin kısa sürede bozulmasına neden olacağını dile getirdi.

Hayvanı kestikten sonra etin bir süre dinlendirilmesi gerektiğini de ifade eden Kaya, şunları kaydetti:

“Elde ettiğiniz eti dinlendireceksiniz. Hemen buzdolabına konulmayacak, bu noktada eğer siz eti dinlendirmeden buzdolabına alırsanız ette sertleşme, çekme olur, etin boyunda kısalma olur. Onun için eti önce dinlendireceksiniz. Eti böldüğünüz parçalara göre küçükse 5-6 saat, etin büyüklüğüne göre 7-8 saat serin bir ortamda dinlendireceksiniz. Bu bilimsel bir kuraldır, et muhakkak dinlendirilmelidir."

Eti dinlendirdikten sonra kullanıma göre parçalara bölünüp, buzdolabında muhafaza edilmesini öneren Prof. Dr. Kaya,buzdolabı poşetine veya folyalara sarılan etin dolapta üst üste konulmaması gerektiğini, aksi halde çabuk bozulacağını söyledi.

Kıyma yapmak için hazırlanan etin buzdolabında en fazla bir gün bekletilmesi gerektiğini anlatan Kaya, "Yani çiğ halde bir eti kıyma yaptığınız zaman buzdolabındaki muhafaza süresi 1 gündür. Eti blok halinde dondurmak da doğru değildir. Dondurup çözündürmek de tehlikelidir" şeklinde konuştu.

Pişirilmiş etin de dolapta saklanmasını tavsiye eden Kaya, şöyle konuştu:

"Et kolay bozulabilen bir gıda ve mikroorganizmalar, mikroplar için de çok iyi bir ortamdır. Mikroorganizmalar eti çok seviyor. Ette çok iyi gelişiyorlar. Bunun için onların gelişemeyeceği şartları sağlamamız gerekiyor. Birincisi soğukta muhafaza çok kısa süreli bir şeydir. Bir kaç gün ya da derin dondurucuda 3-5 ay saklayabilirsiniz ama kesinlikle havayla temas etmeyecek şekilde sarmalısınız. Bazen et kavrulur, pişirilir. Pişirilmiş et de mutlaka dolapta saklanmalıdır."

ETİN GIDA ZEHİRLENMELERİNDEKİ ROLÜ 
Bozuk etin bakınca kendini belli ettiğini söyleyen Kaya, "Bozuk eti kokusunda, renginden ayırt edebiliriz. Ancak hafif bozuk etleri bazen ayırt etmek zor olabiliyor. Ama bunu baştan görmeniz gerekiyor. Bakteriler gelişmeye başlar ve çok değişik renklerde et elde edersiniz. Dünyada görülen gıda kaynaklı zehirlenmeler içerisinde etin payı çok yüksek, bunun için eti çok iyi muhafaza edip, çok iyi de pişirmemiz gerekiyor" dedi.

Pişirme yöntemlerinden de bahseden Prof. Dr. Kaya, sert etlerden haşlama, yumuşak etlerden ızgara yapılmasını tavsiye etti.

Mangalda pişirilen etin kömürünün iyice köz haline geldikten sonra etin pişirilmesi gerektiğini, bunun sağlık açısından önem arz ettiğini dile getiren Kaya, et yerken yanında mutlaka salatanın da olması gerektiğini aksi halde beslenmede önemli sıkıntılar doğurabileceğini ifade etti.

"KOLESTEROL KONUSUNDA ETE HAKSIZLIK YAPILIYOR" 
Vatandaş özellikle kırmızı ette kolesterol çok fazla diye eleştirilerde bulunduğunu dile getiren Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Öyle söylendiği gibi ette çok kolesterol yok. 100 gram ette 65-70 miligram kolesterol var. Kolesterolün içeriği yumurtadan, tereyağından sakatattan az orandadır. Kolesterol tavukta da yumurtada da hayvansal ürünlerin tümünde var. Etin bu yönü biraz şansız, bütün hayvansal gıdalarda var ama sürekli kırmızı ete yüklenilir. Tabii eğer siz sınırları aşarsanız her gıda için bu geçerlidir. Hepsinden az az bir öğün hazırlamanız gerekiyor. Biz yağlı et tüketmelerini önermiyoruz ama bir bonfileyi tükettiğiniz zaman çok da yağlı değildir. Ete haksızlık yapıyoruz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder