6 Mayıs 2012 Pazar
UHT süt melek mi şeytan mı?
Okullarda süt dağıtımının çocuklar üzerindeki etkileri uzun ömürlü hale getirilmiş sütlerle ilgili bilimsel tartışmayı da alevlendirdi.
Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren başlayan süt ile ilişkimiz bugünlerde tehlike sinyalleri veriyor. 5 bin yıldır tüketilen baş tacımız süt, Milli Eğitim ile Gıda ve Tarım Bakanlığı’nın ortaklaşa hayata geçirdiği ‘Okul sütü, akıl küpü’ projesi ile büyük bir yangının ortasına düştü. Uzun boylu, akıllı, güçlü kuvvetli olmak için lıkır lıkır içtiğimiz sütümüz nasıl oldu da yüzlerce öğrenciyi hastane kapılarına düşürdü sorusu kafaları kurcalıyor. Geçen çarşamba gününden itibaren başlayan tartışmada her kafadan bir ses çıkıyor. Kimine göre endüstriyel üretim, güğümden dökülen sütün masumiyetini bozdu. Kimine göre alerji, kimine göre ise çok da büyütülmemesi gereken ‘olağan’ bir durum. Peki şimdi ne olacak? Bunun için de süt ile ilgili bilimsel tartışmalardan, neden olduğu alerjilere kadar bilmemiz gerekenleri masaya yatırdık. Uzun ömürlü UHT sütler faydalı mı, pastörize süt ile arasındaki fark ne, güğüm sütleri ne kadar yararlı, gibi sorulara uzmanlardan aldığımız yanıtlar kafalarımızı ‘sütliman’ yapacak gibi görünüyor.
‘UHT süt kötü diyen bilim insanı olamaz’ Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu (Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı): UHT sütün kötü olduğunu söyleyen bilim insanı olamaz. UHT teknolojisi kullanılarak içmeye hazır hale gelen süt, ne protein ne de kalsiyum değerinden bir şey kaybeder. Tam tersine insan metabolizmasına zararlı olan bakteri ve mikroorganizmalar öldüğü için gıdaya güvenli bir ulaşım sağlar. UHT sütü kötüleyen kişiler sadece popüler beslenme bilgileriyle topluma çok büyük zarar veriyorlar. Mahallede ya da sokak sütçüsünden alınan sütün içeriğini bilimiyoruz. Hangi şartlardan geçti, hangi koşullarda korundu gibi soruların yanıtı yok. Son günlerde okullarda dağıtılan sütlerle ilgili kıyamet koptu ama şu gerçeğe dikkat çekmek isterim, Türk genetiğinde laktaz yetersizliği var. Bu oran da oldukça yüksek. 70 milyonun yüzde 33’ünde. Bu 20 milyon kişi demek.
Ali Osman Mola (Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği Genel Koordinatörü): Belli birtakım kişiler uzun ömürlü UHT sütü kötüleyerek prim yapmaya çalışıyor. UHT süt teknolojisi yıllardır güvenle dünyada kullanılıyor. UHT süt hakkında ileri geri konuşanlarla bir araya gelerek marketten gidip bir UHT süt alıp, laboratuvarda test ettirelim. Bakalım besin değerleri kaybolmuş mu. Evet UHT sütün içindeki mikroorganizmalar yok oluyor ancak bu sırada çok az miktarda besin değeri kayboluyor. Açık sütü alıp, evde kaynatmak sütün daha fazla besin değeri kaybetmesine neden olur. Pastörize süt ise UHT süt kadar yüksek ısıda işlemden geçmediği için bazı bakterileri içinde korur. Ama bu yüzden kısa sürede bozulur. Yurt genelindeki bir kampanya pastörize süt ile yapılırsa, soğuk zinciri korumak sorun yaratabileceği için daha büyük sorunlar çıkabilir. UHT kapağı açmadığınız sürece 4-6 ay dayanır.
‘UHT sütün hiçbir faydası yok’
Prof. Dr. Ahmet Aydın (İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi): Sütü UHT haline getirebilmek için çok yüksek ısıda, çok yüksek bir basınç uyguluyorlar. Bu basınç altında sütün içindeki tüm yararlı ve yararsız bakteriler ölüyor. Ve sütün içindeki protein ve enzimler de tahrip oluyor. Bu yüzden de yoğun olarak sindirim sorunları yaşanıyor. Süt yerine mandıradan alınmış sütü için ve bu sütle yapılan ekşiyebilen, tıpkı annelerimizin yaptığı gibi yoğurt yapıp yiyin. UHT edilmiş sütün hiçbir faydası yok. Ayrıca UHT süt bağımlılık yaratıyor, dikkat dağınıklığı ve acıya karşı dayanıklılık gelişiyor. Bakanlık okullarda taze pastörize süt ya da bu sütle yapılan yoğurt dağıtabilir. Pastörizasyon, sütün vitamin ve mineralle zenginleşmesini engelliyor, sindirim enzimlerini tahrip ediyor. Tahrip olan ve sindirilmeyen protein parçacıkları, bağırsaktan kanımıza geçiyor, vücut da bunları düşman olarak algılıyor ve bağışıklık sistemini tahrip ediyor. İnsan vücudu tahrip oluyor ve alerjik hastalıklara, bağışıklık sistemi hastalıklarına, romatizmal hastalıklara neden oluyor. Çocuklarda görülen kronik orta kulak iltihabının altında da süt kullanımı vardır.
Dr. Yavuz Dizdar (İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Öğretim Üyesi): Süt efsanesi, endüstriyel sütlere geçilmesiyle yıkıldı. UHT süt içilebilir bir şey değil. Gıda endüstrisi, hijyen süt üretme gerekçesiyle UHT ve uzun ömürlü sütleri dayanıklı beyaz eşya gibi bir şeye dönüştürdü. UHT sütler ekşime özelliğini bile yitirdiği için bozulduğunu anlamak zodur. Okullarda süt dağıtmak için adım atılması doğru, ancak bu taze günlük pastörize sütle yapılmalı.
Süt alerjisi nedir? Prof.Dr. Ahmet Rasim Küçükusta - Göğüs Hastalıkları Uzmanı: Sütte bulunan proteinlere karşı ortaya çıkan anormal tepkilere süt alerjisi adı verilir. Bu reaksiyon çoğu zaman sütte bulunan bir protein olan kazein, laktalbumin ve laktoglobulin’den kaynaklanır. Süt alerjisinin mide-bağırsak sistemi belirtileri bulantı, kusma, karın ağrıları, ishal, karında şişkinlik ve gazdır. Çocukların yüzde 90’a yakınında 3 yaşından sonra bu kendiliğinden geçer.
Kaynak: Radikal
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder