23 Eylül 2012 Pazar
Varan Turizm ve Ulusoy otobüsleri seyahat hizmeti şikayeti
6 Eylül 2012 günü Fethiye'den Ankara'ya yola çıkmadan önce otogarda ücretsiz dağıtılan Hürriyet gazetelerini görünce memnun oldum. Ama içerideki haberlerde şirketinizle ilgili büyüme !!! haberi olduğunu görünce neden ücretsiz verildiğini anlamak zor olmadı. Özellikle aşağıdaki olaylardan sonra basındaki haberleriniz ile hiç mi hiç örtüşmedi... Ve yılların tecrübesine hiç mi hiç yakışmadı...
Büyüme ve kalite beyanlarınız doğrultusunda umarım aşağıda aktaracağım şikayet konularını şirketinizi büyütme ve kalite geliştirme gayretleriniz kapsamında dikkate alırsınız.
6 Eylül 2012 perşembe 23:00'de Fethiye otogardan kalkan ve Ankara'ya giden seferinizin (Varan bilet no: 391236 / sefer no: 3294 FetANK2030 / referans no: 7099342) şoförü kafasına göre mola verdi. İlk mola kervan geçmez kuş uçmaz benzin istasyonunda akaryakıt alımı sırasında verildi. Muavin mola sırasında (benzin alınan) bu molanın ilk mola olduğunu, ikinci molanın ise Afyon'da verileceğini söyledi (bu mola yaklaşık 5-6 dk idi). Daha sonra yine Afyon'a varmadan önce nerede olduğunu bilmediğimiz alakasız bir tesiste bant kayıt duyurusu ile 30 dk mola verildiği duyurusu yapıldı. Yolculardan iki hanım tesiste çorba sipariş ettiler ki bir kaşık bile içemeden muavin geldi molanın bittiğini, yanlış mola duyurusu olduğunu söyledi. Aynı şekilde WC girişlerinde de içeride yolcu kalmasın diye seslendiler. Üçüncü mola da Afyon'da verildi.
7eylul 2012 cuma gunu ank.da sogutozunde 21.30 da bindigim Fethiyeye giden firmaniza ait otobuste ise (Ulusoy bilet no: 039319 / referans no: 39319 / Reference nr 26898838);
- soforlerinizin seyir halindeyken carcar sohbet amacli cep telefonlari ile konusmalari,
- ben ve birkac yolcunun uyarilarina ragmen gorusmelerine devam etmeleri,
- uyari konusunda kararli oldugum icin beni de kaba ve saygisiz dille terslemeleridir. (şoföre ilk molada bu koşullarda yolculuğa devam etmek istemediğimi, Ankara'dan gelen (aynı tarihte 23:00'de Söğütözü'nden kalkan ve Fethiye'ye giden) diğer araca transfer olmak istediğimi söylediğimde "önce sen tependeki okuma ışığını söndür, gözümü alıyor. Ben kimseyi aramam. Bu telefonlar kısayol aramalı telefon birbirimizi ararız karışamazsınız, sen tependeki okuma ışığını söndürmezsen ben de telefonu kapatmam" dedi !!!! Olabilir diyerek ??? okuma ışığını söndürdüm ve bir daha yakmadım, kitabımı okuyamadım, stresten zaten uyuyamadım, uyuyamadık. Acaba otobüs üreticisi firmalar yolcuların okuma ışığını tasarlarken sürücünün gözünü alacağını hesaba katmıyorlar mı????? !!!! Telefonla sohbet ederken (maç skorlarını alıp resmen sohbet ediyordu) koca otobüsün direksiyonunu sağ elinin serçe parmağıyla kullanıyordu. Doğrusu bu kadar yetenekli kaptan bulduğunuz için tebrikler !!!! Aynı şoför "Gömü" kasabasından geçerken de kırmızı ışık ihlali yaptı.
- Afyon molasından sonra kaptanlığı devralan ikinci şoför ise bir önceki şoförden olaylarla ilgili gerekli !!! bilgiyi aldıktan sonra inadına yapar gibi daha direksiyona oturur oturmaz cep telefonuna sarıldı. "Ovvvv, uyyyy, hahaha" gibi nidalarla hoş sohbetlerini uzuuuuun uzun yaptı. Yuvarlak ortası delik, kartondan mıdır bilemiyorum, üzerinde çizelgelerin yer aldığı cd görünümündeki evraklarla seyir halindeyken (bir süre okuma gözlüğünü de arayarak) uzuuun uzuuun ilgilendi. Gözü cep telefonunda, sürüşte değil... Yine ikaz ettik ve terslendik. Aynı şoför seyir halinde agiz şapirdatarak hasir hasir meyve ve kabuklu k.yemis yemek, aracın müzik setine arapça dua cd'si koyarak dinletme, ikide bir ışıkları açıp direksiyon başındayken çekmece vs karıştırma, okuma ışıklarını söndürtme, gaz çıkartma, geğirme gibi pek çok marifetlerini ardı ardına sıraladı. Kırmızı ışık ihlalinden sonra araç seyir halindeyken aracın direksiyonunu muavine verdi yanına oturdu. Yavaş git, açıktan al, sağdan git, bla bla muavine sürücü dersine devam etti. En sonunda bir kaç yolcunun sert uyarısı sonunda yine araç seyir halindeyken muavini kaldırıp direksiyona geçti. Geçerken de homur homur söylenip muavinin ehliyeti olduğunu söyledi. Yine umursamaz tavırla muavinle birlikte seyir halindeyken şeftatilerini yediler. Meyveyi soydukları bıçak kan akıtmayan bıçakmış !!! Kafa kafaya yüksek sesle sohbetlerini yapıp kahkahalarını savurdular ve "böyle tip tip yolcular da hep bize denk geliyor" diyerek umursamadılar bile.
- Muavinlerinizin kibar !!! tavırları isi takdire şayandı !!! Yolcu ikramına başlağında kahve istedik su buz gibiydi, "ısıtıcı bozuk napalım" dedi. Servisi servis arabasını kullanmadan "ne içecen", "al suyun" gibi nazik !!! cümlelerle, bardakları başımızın üstünde tutup bir zahmet elini uzatmadan yaptı. Koridor geçişlerinde ise yolculara sürtmek, dengesini kaybedip yolculara çarpmak, üzerine düşmek gibi masum !!! halleri, klimaların çalıştırılmaması, içerideki sıcak ve pis kokulu havayı teneffüs etmek zorunda bırakılmak vb konular hakkında zaten yorum yapmayacağım.
Afyondaki molada muhtelif yolcular kendi aralarında aynı konular üzerinde şikayetlerini dile getirerek firma yetkililerinize bildireceklerini konuşuyorlardı.
Hatırladıkça sinirlerim bozuluyor. Yolcularınıza böylesine stres ve kaba muamele dolu hizmet vermeye hakkınız olmadığını bildirmek istedim. Ayrıca, başımdan geçenleri de çevremdekilerle de paylaştığımı bilmenizi isterim ki aynı sinir harbini yaşamasınlar.
Jale C.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder