23 Ekim 2014 Perşembe

Elektrik faturalarındaki 'Kayıp Kaçak Bedeli' geri alınabilecek mi?


Dürüst vatandaşın adeta cezalandırıldığı kayıp kaçak ödeme zorbalığına Yargıtay'dan yanıt geldi. Yargıtay “kayıp-kaçak bedeli ve sayaç okuma bedelinin yansıtmasının” hukuka uygun olmadığını belirtti.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, kendisine gelen faturada yer alan kayıp kaçak bedeline itiraz eden bir şirketin açtığı davada, “Elektrik enerjisinin nakil esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek, hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaşmamaktadır” değerlendirmesi yaptı.

Sivas’ta iş yapan bir özel firma, ÇEDAŞ’ın kendisine gönderdiği elektrik faturalarına yansıtılan haksız ve hukuka aykırı olarak yer alan “kayıp- kaçak bedeli” ve “sayaç okuma” bedelinin iptali için Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtı. Yerel mahkeme, faturalara yansıtılan bedelin yasal düzenlenmelere aykırı bir yönü bulunmadığına işaret ederek, açılan davayı reddetti.



Firma avukatı Onur Tatar, yerel mahkeme kararına itiraz etti. Avukat Tatar, itiraz dilekçesinde, müvekkili olan firmanın dürüst bir tüketici olduğuna dikkat çekerek, “Elektrik faturaları incelendiğinde, fatura içeriklerinde kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli adı altında iki kalem haksız tahsilat yapıldığı görülmektedir.

Dağıtıcı firmanın, bölgede yaşayan kaçak oranlarını ve elektrik hatlarında elektriğin iletiminde doğan kayıpları dürüst bir tüketici olan, ülkesine vergisini veren, istihdam yaratan müvekkil şirkete yansıtması kabul edilemez. Her fatura tutarına göre değişen, dürüst tüketiciyi adeta dürüst olmayan tüketicinin finans kaynağı gibi gören bu kalemlerin iptali istemek gerekmiştir” dedi.

Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, kayıp kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğuna işaret etti. Daire, yerel mahkemenin kararını bozarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Davacı kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak, enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı aboneler yansıtılmaktadır.

Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Hem bu hal, parasını her halükarda tahsil eden davalı kurumun çağın teknik gelişmesine ayak uydurmasına engel olur, yani davalı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacını duymayacağı gibi, elektriği kaçak olarak kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller.

Oysa ki elektrik kaybının önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir. Hal böyle olunca davalının kayıp kaçak okuma bedeli tahakkuku uygulanmasının  yerinde olmadığı, nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.”

Davayı kazanan şirketin avukatı Onur Tatar, Yargıtay’ın verdiği karara yerel mahkemenin uyacağını düşündüklerini belirterek, şunları söyledi: “Bu karar elektrik faturalarında tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin hem şahıslar hem şirketler yönünden hukuka aykırı olduğunu bir kez daha tescil etmiştir. Hem şahıslar hem şirketler Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararını emsal göstererek, dava açabilirler. Kendileri de tahsil kayıp kaçak bedelinin iadesini isteyebilir. Haksız olarak tahsil edilen bu bedelleri tahsil edilebilir. Mahkemenin Yargıtay’ın kararına uyacağını düşünüyoruz.”


Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beşir Fatih Doğan, Yargıtay’ın kayıp-kaçak elektrik parasının tüketicinin faturasına yansıtılmaması kararına ilişkin, 'Bu karar nihai değildir. Henüz adli süreç sona ermemiştir' dedi.

Yargıtay, kayıp-kaçak elektrik parasının kayıp ve kaçaklarla hiçbir ilgisi olmayan tüketicilerin faturasına yansıtılmasını hukuka aykırı buldu.

Perakende satış şirketleri kayıp, kaçak bedelinin tahsil etmek zorunda olduğunu ifade eden Doğan, şunları aktardı:

“Perakende satış şirketleri düzenlemeye tabi bir piyasada faaliyet göstermektedirler. Düzenlemeye tabi faaliyet göstermek, bu piyasada faaliyet gösteren şirketlerin hem gelir hem de giderlerinin düzenleyici otorite tarafından düzenlenmesi demektir. Bunun sonucu olarak da Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), perakende satış şirketlerine kayıp, kaçak bedelini tahsil etme konusunda bir yükümlülük yüklemektedir. Perakende satış şirketleri bakımından kayıp kaçak bedelinin tahsili mevzuattan kaynaklanan yükümlülüktür. Bunu tahsil etmek zorundadırlar. Tahsil edip etmeme konusunda perakende satış şirketlerinin hiç bir İnisiyatifi bulunmamaktadır. EPDK, bu düzenlemeyi kanuna dayalımı yapmaktadır. Tabi ki EPDK’nın piyasayı düzenleme yetkisi kanuna dayanmaktadır. Bunu düzenleme yetkisi kapsamında elektriğin birim fiyatına faturalarına yansıtılacak bedelleri düzenleme yetkisi EPDK’ya aittir. EPDK bir maliyet unsuru olarak kayıp kaçak bedelini faturalara yansıtmaktadır.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na karar düzeltme talebinde bulunulduğunu söyleyen Doğan, Şöyle devam etti:

“Bu olayın bir adli yargı boyutu birde idari yargı boyutu var. İdari yargı boyutunda kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmesi konusunda ilişkin kurul kararlarının iptali için Danıştay’da hali hazırda birçok dava bulunmaktadır. Bu davalar esastan incelenmektedir. Henüz bir karar verilmemiştir. Dolayısıyla idari yargı boyutu beklemektedir. Adli yargı boyutu ise, Yargıtay’ın bazı daireleri farklı yönlerde kararlar vermişlerdir. Bazı daireleri kayıp, kaçak bedellerinin alınamayacağını, bazı daireler ise alınması gerektiğine karar verdi. Bu farklı görüşler neticesinde konu Hukuk Genel Kurulu’na intikal etmiştir. Hukuk Genel Kurulu, çoğunlukla aldığı kararla kayıp kaçak bedelinin tüketicilerden alınamayacağına karar vermiştir. Bu karar nihai bir karar değildir. Henüz adli süreç sona ermemiştir. Bu aşamada karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu karar düzeltme talebi konusunda bir karar verecektir. Tüketiciler başvurdukları takdirde kayıp, kaçak bedellerini geri alabilirler demek tüketicileri yanıltıcı bir ifadedir. Adli yargının kararı henüz nihai aşamaya gelmemiştir. Tüketiciler bir dava açarlar ise, akabinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu karar düzeltme aşamasında görüşünü değiştirir ve tam tersine bir karar verir ise, mahkemelere başvuran tüketiciler mahkeme masraflarını ödemek zorunda kalırlar ve mağdur olurlar. Tüketicilerin, hali hazırda Yargıtay’ın kararını nihayete ermesini beklemesinde fayda vardır.”

Adli yargının konuda yetkili olmadığını ifade eden Doğan, şunları kaydetti:

“Bu piyasa düzenleme tabi piyasadır. Bu piyasanın bir düzenleyicisi bir otoriteri vardır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kanunu kendisine verdiği yetkiyle bu düzenlemeyi yapmıştır. Perakende satış şirketleri de gereğinde kayıp, kaçak bedellerini tahsil etmektedir. Bu noktada yetki idari yargıdadır. Adli yargının bu konuda yetkili olmadığı kanaatindeyim.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder