21 Eylül 2013 Cumartesi

İzmir Havalimanı danışma personeli şikayeti


12 Eylül sabah erken saatlerde İzmir havalimanı danışmasından İzmir'de daha önce hiç kullanmadığımız TAV Passport Kart kullanımı hakkında bilgi istemek üzere sıramı bekledim.

Sıra bana gelince kibarca alanda passport karta uygun geçiş önceliği ve lounce olup olmadığı sorusunu ilettim. Sorumu, ilk kendi aralarında da gerginlik olduğunu hissettiğim orada ne için oturduğunu anlayamadığım esmer hafif toplu, sandalyede yaygın bir şekilde oturan bayana sordum. Ben ilgilenmiyorum deyince bana hakaret eden ve şirketinizdeki önemlilik derecesini nedense kavrayamadığım kişiye sordum.

"Passport kart bu havalimanında geçiyor mu acaba?" soruma gergin bir şekilde "4298'i arayın!" diyerek cevap verdi. Suratıma bile bakmadan. (Kamera kayıtlarında mevcuttur.)

Ben de yine oldukça saygılı bir ses tonuyla "Nereden arayacağım acaba?" dedim.

"Önünüzdeki telefondan!" dedi.




Aradım. Çaldı çaldı, açan yok. Sonra "Cevap vermiyor" dedim ve eline telefonu aldı. Ama ben iletişime tamamen kapalı, koca harflerle danışma yazan mekanın içinde görevli olduğunu sandığım bu kişinin önüne o sırada gelen insanlara mı yardımcı olacak, yoksa bana mı anlayamadığım için "Hay Allah! Bu camlar da çok aşağıda. Söylediklerinizi tam olarak anlayamadım." dedim.

Orada kısa bir süre beklerken "Bana yardımcı oluyor musunuz?" diye sordum. Çünkü havaalanı hac nedeniyle çok kalabalıktı. Bu tetikleyici sorumun üzerine "Sabırlı olun, işinizi yapıyorum." dedi. Birincisi kendisine iş vermedim. Sadece bilgisi olmayan bir soru yönelttim. Kaldı ki bu soruyu temizlik görevlisine bile yöneltsem cevabı kısa ve öz olurdu.

"Sabırlı olun" emri akabinde bu insanı yumuşatmak için "Sabırsız mı görünüyorum?" dedim. "Evet gayet sabırsız görünüyorsun." deyince, ben de "Ukalalığın gereği yok" dedim.

Bunun akabinde kenar mahallelerde külhan beyi vardır. Mahalleliyi dize getirir. Aynen bu üslupla, el kol jestleriyle, sokakta akranı bir delikanlı ile tekme tokat kavga etmeye hazır bir üslupla "Terbiyesizliğin lüzumu yok" dedi.

Ben de "Bana nasıl terbiyesiz dersin, sen kim oluyorsun?" dedim. Bana "Sen kim oluyorsun? Bana ukala diyorsun." dedi.

Ben biran boş bulundum ve "ben sana ukala mı dedim?" dedim. Amacım "Ukalalığın gereği yok" demekti. Fakat bu sefer insanları başımıza toplatacak kadar bana "terbiyesiz" diye bağırarak hakaretlerini sıralamaya başladı. "Sen kimsin, bana ukala diyorsun!" diyerek avazı çıktığınca işi sokak kavgasına döktü.

Bu kişinin o günkü nöbetçi amirine şikayetimi ilettim. Bana cevaben "Allah Allah! 2 senedir burada hiç şikayet gelmedi" dedi. Bu kişilerin akraba olma ihtimallerinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Bir de böyle yönetici mi olur? Beni sabahın 6'sında fütursuzluğu nedeniyle krize sokacak kadar sinirlendiren birisini koruma şekline bakın. Yani adamı ben sinirlendirdim. Madem ben agresif bir manyağım, 17 senedir her hafta en az 2 kez uçan birisiyim. Neden hiçbir sorun çıkartmadım?

Akabinde buluştuğum eşimle güvenlikli alana passport kartsız alandan girdik. Ve lounge bilgisini görerek yukarı çıktık. Oradaki arkadaşlar çok yardımcı oldular, kendilerine yeniden çok teşekkür ediyorum.

Hemen dün arandım. Müsait değildim, konuşamadım. Bugün beni Müge Hanım aradı. Bu kişinin ihtar aldığını söyledi. "Ben de beni bunun için aramayın, çünkü bu durum görevden alınması için yeterli bir durum değil midir?" dedim.

Şirketlerinin kurumsal prosedürlerine saygım yüksek. Peki hırsızlık yapsa da aynı şekilde korunacak mıydı? Eğer biri benim gibi bir insana makamdan güç alıp hakaret edebiliyorsa ve bu insan danışma bölümünde görev yapıyorsa ben şunları sormak istiyorum:


  1. Bu insan hangi cesaretle bu şekilde davranabilmiştir? Bu kadar cesur davranabildiğine göre kendisine bir şey yapılamayacağını ve arkasında birilerinin olduğunu düşünüyor olmalı.
  2. Eğer iddia ettiği gibi bir sabırsızlık sergiledi isem ve kendisinin sabırsız insanlara tahammülü yoksa havalimanı gibi hızlı transfer ve sıkça sorunlar yaşanabilecek bir mekanın danışmasında işi nedir?
  3. İki yıllık bir havalimani danışmanının her yerde bangır bangır reklamı yapılan üstelik kurumunun çıkarttığı ve havaalanını sıklıkla kullanan prestijli insanlara ayrıcalık katacağını iddia ederek, mükemmel hizmet vaadi ile çok yüksek bir fiyata sattıkları passport kart ile zerre kadar ilgisi ve bilgisi nasıl olmaz? Hadi amirleri kendisine bilgilendirme yapmamış, kendisi de hiçbir yerde afiş bile görmemiş midir? Ki bir bayana sabah sabah bu kadar basit bir sorudan sonra namusuna küfür edilmiş gibi yüksek bir sesle hakaret edebiliyor?
  4. Bir havalimani danışmanı nasıl olunabiliyor? Kriter nedir? Çünkü nasıl olunmayacağını çok iyi bildiğim için başvuru yapacağım.
  5. Bir insan sabırdan ve sükunetten ilham alma kabiliyetinde değil ise bu kadar mı işsiz kalmış, gelmiş havalimani danışmanı olmuş. Emin olun yerine büyük bir isteklilikle hizmet verecek yüzlerce insan bulunur.
  6. Beni arayan personelin yapacağı sadece benden kendi adına özür dilemek ve bana ağır hakaret yoluyla toplumsal alanda beni küçük düşüren bu kişinin sadece ihtar aldığını bildirmek midir? Bu durum üst yönetime iletilecek kadar büyük bir problem değil midir? Bu insan nasıl bu görevden alınmaz?


Sonuç itibariyle İzmir havaalanındaki danışman olarak çalışan kendisine bir şey danışılamayan bu bayan bana toplum içinde ağır sözlerle bağırarak, hakaret ederek Passport Kart ayrıcalıklarını hissettirdi. Hizmet kalitenizden dolayı çok teşekkür ederim!

Hale DAŞMAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder